Anadolu’nun birçok yerlerinde Cuma geceleri yatsı namazını müteakib camide nikâh tazeleme âdeti vardır. Bunun İslâm’da yeri var mıdır?
Anadolu’nun birçok yerinde yapılan nikâh tazeleme merasiminde getirilen tevbe ve istiğfar iyi bir şey sayılır. Fakat nikâh tazeleme meselesi iki yönden şer’an uygun düşmez:
1— Nikâh tazeleme bir nikâh kıyılması olduğuna göre kocanın bizzat veya vekil ile nikâh kıyılmasında bulunması gerektiği gibi hanımın da bulunması gerekir. Koca hanımın vekâletini alırsa yine kâfi gelir. Halbuki nikâh tazelenmesinde bulunan cemaâtın kahir ekseriyeti, hanımın vekâletini almadan nikâh tazelemesini yapıyor.
2— Nikâhın kıyılmasında akd siğasını işitecek iki şâhidin bulunması gerektiği halde camide yapılan nikâh tazelemesinde herkes imamı ta’kip edip sözünü söylemekle meşgul olduğundan hiç kimse başkasının sözünü işitmez ve böylece şer’î nikâh yapılmamış olur.
Nikâh tazelemek demek, yeniden nikâh kıymak demektir. Erkek ve kadın şahitlerin müslüman, akıllı ve baliğ olmaları şarttır. Nikâhı tazelenecek erkek ve kadını tanımaları da gerekir. Dede, nine, baba, anne, amca, hala, dayı, teyze, evlat, torun, kardeş, yeğen de şahit olabilir.
Nikâh tazelemek demek, yeniden nikâh kıymak demektir. Fakat hoca nezaretinde yapmak gerekmez. Karı kocanın, iki şahit yanında nikâhı tazelemeleri gerekir. Erkek, karısından vekâlet almalıdır. Kadının vekâlet için kocasına, (Nikâhımızı tazelemek üzere seni vekil ettim) demesi yetişir. Erkek, iki erkek şahit yanında, (Öteden beri, nikâhlım olan hanımımı, onun tarafından vekâleten ve tarafımdan asaleten kendime nikâh ettim) derse nikâh tazelenmiş olur. Yahut bazı camilerde, (Allahümme innî ürîdü en üceddidel imane vennikâhe tecdîden bi-kavli lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah) okunup, tevbe ve tecdîd-i iman ve nikâh yapılıyor. Hanımından vekâlet alan erkekler, birbirlerine şahit oldukları için, nikâhları tazelenmiş olur. (İbni Abidin, S. Ebediyye)