İbn Âbidîn, müslümanların reisi cuma namazına müsâade etmezse veya ülke dârü’l-harb olursa müslüm anlar cuma namazını (kılabilir) mânâsını ifade eden (yecûzü) veya (lehüm) tabirini kullanıyor. Yâni cuma namazını kılmak câiz de olsa mecburi olmadığım hissettiriyor. Bu hususta görüşünüz nedir?
(Yecûzü) kelimesi bazen sahîh mânâsında kullanıldığından lüzum ve gerekli mânâsını ifâde eder. Meselâ birisi dese ki: Yalnız diz ile göbek arasım örtecek kadar elbisem vardır. Başka elbisem yoktur. Bununla namaz kılsam caiz midir? Diye sorsa, kendisine verilecek cevap yecûzü (câizdir) şeklinde olacaktır. Fakat “caizdir” sözünün mânâsı (muhayyersin) namaz kılmayabilirsin demek değil, sahihdir mânasınadır. Buceyremi, (c. 2, s. 64)’te şöyle diyor:
“(Yecûzü) kelimesi bazen vâcib mânasını ifade eder. İbn Ha-cib’in Kâfiyesi de şöyle diyor: (Ve yecûzü sarfûhû) zarûrete binâen onu sarfetmek caizdir.”
Nahvi bilen kimse anlıyor ki: Gayr-i munsarifln zarûrete binaen munsarif olması İcab eder.
Yâni (yecûzü) mümkün bilimkân el’âmm kabilinden olduğu için vücubu ifâde eder.