Fıkıh kitapları sun’i aşılamadan açıkça söz etmemekle beraber mesele yine fıkıh kitaplarının beyanlarından anlaşılmaktadır. Şöyle ki: Sun’i aşılama iki çeşittir.
1— Birisi meşrû bir şekilde menisini herhangi bir yol ile karısının rahminde yerleştirip tohumlama yapmaktır. Bu tip tohumlamanın dinen sakıncası yoktur. Böyle bir yol ile meydana gelen çocuk da meşrû’dur. Kâzi’l-Kudât Şeyh Zekeriyâ al-Ensârî, iddet ile ilgili şöyle diyor: “Meninin ferce duhulü ile münâsebet arasında fark yoktur” Kocanın menisi zevcenin fercine girdikten veya münâsebette bulunduktan sonra ayrılma vaki olsa kendisine iddet lâzım gelir. Hatta meninin duhulü münâsebetten daha kuvvetlidir
(85). Envâr al-Ebrâr, al-Dur al-Muntaka da buna yakın bir ifâde vermektedirler (86).
2— Kocasından başka bir kimsenin menisiyle kadının yumurtasını aşılamaktır. Namus duygusundan yoksun bazı kimseler, çocuk yapma istidadından mahrum olduklarından bir çocuğa sahip olmak için başkasının menisiyle karısını aşılamaktadır. Bu hareket insanlık için bir leke ve yüz karası olduğundan İslâm dini bunu yasaklamaktadır.
Hayvanın neslini ıslah etmek için yapılan sun’i tohumlama hakkında bir şey vârid olmamıştır. Ama yasaklamasını gerektiren bir durum olmadığına göre caizdir. Çünkü eşyada asıl olan mübahlıktır.
Dipnot
(85) Fethü’l-Vehhâb c. 4, s. 77
(86) Envâr el-Ebrâr c. 2, s. 207