İslâmiyet gelmeden önce evlât edinmek yaygın bir adetti. Hatta Peygamber (sav) nübüvvetinden evvel cari olan adet üzere Zeyd b. Harise’yi evlât edinmişti. Ama İslâmiyet geldikten sonra onu yasakladı.
Kur’ân-ı Kerîm şöyle buyurur: “Muhammed sizin erkeklerinizden kimsenin babası değildir” (83).
Peygamber (sav) şöyle buyurur: “Babasından başka bir kimseye mensup olduğunu söyleyen kimseye babası olmadığını bildiği halde cennet haramdır (84). Ve böylece İslâmiyet evlât edinmeyi yasaklamış oldu. Evlât edinmek çok çirkin bir iştir. Vâris olmayan vâris olduğu gibi, vâris olan da mahrum bırakılır.
Peygamberimiz de (a.s.m.) Zeyd bin Haris’i kendisine evlâtlık olarak almıştı. Hz. Zeyd küçük yaşta köle olarak satılmış, Hz. Hatice de onu satın almıştı. Daha sonra onu Peygamberimize hediye etti. Hz. Zeyd, Peygamberimizin hizmetinde bulunuyordu. Babası ve amcası, kurtarma akçesi karşılığında onu Peygamberimiz (asm’den istemeye geldiler. Peygamberimiz Hz. Zeyd’i serbest bıraktı.
Fakat Zeyd, Peygamberimizi baba ve amcasına tercih ederek, onun yanında kalmayı kabul etti. Bundan sonra Peygamberimiz onu kölelikten azad etti. Hazır bulunan cemaata hitap ederek, “Şâhit olunuz, Zeyd benim oğlumdur, ben onun vârisiyim, o da benim vârisimdir.” buyurdu. Bunun üzerine babası ve amcası memnun olarak ayrıldılar. Bundan sonra Hz. Zeyd Peygamberimizin evlâtlığı olmuştu. Artık “Muhammed’in oğlu Zeyd” diye çağrılıyordu. (Üsdü’l-Gâbe, II/225)
Dipnot
(83) Ahzab sûresi, 40
(84) Buharî-Müslim