İslam hukukuna göre kefil olan kimse kefaleti karşılığında ücret isteyebilir mi?
Birleştirmek ve ilâve etmek. Terim olarak ise kefalet, bir borcun ifası veya bir hakkın yerine getirilmesi hususunda kefilin zimmeti ile asıl borçlunun zimmetini birleştirmektir. Yani bir borcun ödenmesinde nasıl borçlu ile kefil birlikte sorumludurlar. Buna göre kefil de (asıl borçlu ödemediği zaman) bir borcun ödenmesini üzerine alan kimsedir.
Hz. Peygamber kefillik ile ilgili uygulamalarda, bugün çok muhtaç olduğumuz hakka saygı, yardımlaşma, dayanışma, karşılıklı sevgi ve barışın tesis edildiği toplumsal bir kardeşlik anlayışını esas almıştı. Böylelikle darda kalan insanlara yardım edildiği gibi, güven ve teminat alma ihtiyacı olan insanların da ihtiyaçları karşılanmıştı.
Kefalet bir teberru ve iyilik akdidir. Onun mukabilinde ücret almak ve vermek caiz değildir. Ancak mekfuluanh olan kimse, kendiliğinden kefile herhangi bir hediye takdim ederse kefilin bunu almasında bir sakınca olmayıp, mes’ul olmaz.
Yalnız kendisine kefil olunacak kimse ücret vermediği takdirde kefil bulamayacak ve bu sebeple işi aksayacaksa parayla kefil tutmaktan dolayı mes’ul değildir, ancak kefil günahkâr olur.
Nasıl ki haklı bir kimse rüşvet vermediği takdirde hakkı elinden alınacaksa bu durumda rüşvet verir. Allah indinde mes’ul olmaz; ama onu alan kimse mes’ul olup Allah’ın lânetine müstehak olur (25).
Dipnot
(25) El-Fıkh’ul İslâmî ve Edilletuha c. 5, s. 161