Oruçlu Kimsenin, Âdil Devlet Başkanının ve Mazlumun Duası. Bir çoğu güvenilir kaynaklardan bize ulaşan ve dualarının daha fazla kabul edildiği hadisi şerifte bildirilen kimseler. Duanın kabulü için bir takım sebepler ve zamanlar vard olduğunu gibi, bir de duaların reddedilmeyen kimseler vardır. Bu nedenle Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: “Üç kişi vardır ki Allah onların duâlarını reddetmez:
1 – İftar edinceye kadar oruçlunun duâsı,
2 – Mazlumun duâsı,
3 – Adaletli devlet reisinin duâsı.” (Tirmizî, Deavât, 48; İbn Mâce, Duâ, 11)
“Üç kimsenin duası reddedilmez: İftar edinceye kadar oruçlu kimsenin, âdil devlet başkanının ve mazlumun duası. Allah, mazlumun duasını bulutların üzerine kaldırır ve o dua için sema kapılarını açar ve ‘İzzetime yemin ederim ki belli bir süre de olsa mutlaka sana yardım edeceğim’ buyurur.” (Tirmizî, De’avât, 115,129; İbn Mâce, Siyâm, 48; bk. İbn Hıbbân, Ed’ıye, 17, No:17228)
Demek ki, bu üç kişinin duasına mutlaka icabet vardır; fakat bunun yansıması farklı şekillerde olabilir. Ya aynıyla verilir ya da daha hayırlısıyla. Ya dünyada verilir ya da ahirette. Oruç, riya karışmayan bir ibadettir. Oruç tutan sırf Allah için tutmuştur. Dolayısıyla Allah oruç tutanın duasını kabul eder. Devlet başkanı/yönetici olup da yönetilenlere
ve halka adaletli davranabilmek bir meziyettir, dürüstlüktür. Allah, bu kimselerin dualarını kabul edeceğini bildirerek adaletin önemine vurgu yapmıştır. Mazlum ise zarara
uğramış, kalbi kırılmıştır, dolayısıyla zalime içtenlikle dua etmiştir. Allah, zalimin değil mazlumun yanındadır. Dolayısıyla mazlumun duasını kabul eder ve zalimden onun
intikamını alır.