Ehi l sünnet ve’l-cemaat kimdir Ehl-i sünnet ve’l-cemaat olmayan bir kimse müslüman sayılır mı?
Asr-ı saadette herhangi bir problem ortaya çıktığı zaman ihtilafa yol açmadan kolayca halledilirdi. Çünkü Peygamber (sav) en az günde beş defa müslümanlarla bir araya gelip onlarla birlikte karşılaştıkları problemleri gözden geçiriyordu. Peygamberi aşan bir mesele ortaya çıktığı zaman hakkında vahy-i ilâh! nazil olup onu açıklıyordu. Peygamber (sav), irtihal ettiğinde tabii olarak Kur’ân-ı Kerim ile Peygamber (sav)’in sünneti her şeyi açıkça belirtmediğinden, birçok meselelerde ihtilâf baş gösterdi. Bu sebeple ibadet ve hukuk alanında mezhepler oluştuğu gibi inanç sahasında da fırkalar meydana geldi. İnanç sahasındaki fırkalar; Mu tezile, Şîa, Havariç, Neccariye, Müşebbihe, Mürcie, Cebriye ve Ehl-i Sünnet olmak üzere sekiz sınıfa ayrılmıştır.
Evet, bütün sapık fırkalar da, biz kitaba ve sünnete uymaktayız diyorlar. Böyle belirsiz konuşmak mezhepsizlerin taktikleridir. Ehl-i sünnet vel cemaat itikadının doğru tarifi şöyledir:
Sünnet, Resulullah’ın bildirdiği yoldur. Cemaat da Eshab-ı kiramdır. Sünnet ve cemaat ehli yani Ehl-i sünnet vel-cemaat, Resulullah’ın ve Eshab-ı kiramın gittikleri, itikattaki tek doğru yol demektir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Kurtuluş fırkası, benim ve Eshabımın gittiği yolda bulunanlardır.) [Tirmizi]
“Ehli” demek “ailesinden” yani “onlardan” demektir.
“Sünnet” Peygamberimizin yolunu
“Cemaat” ise Ashabını işaret eder.
Yani “Peygamberimiz ve Ashabının yolundan” demektir. Evet, bizler Ehli Sünnet Ve’l-Cemaatiz derken Peygamberimiz ve Ashabı nasıl inanmış ise biz de öyle inanıyoruz demiş oluyoruz.
Ehl-i Sünnet nedir?
Ehl-i Sünnet, Kur’ân-ı Kerim ile sürmet-i nebeviyyeye temessük edip, doğru yoldan sapmayan kimselerdir. Zamanımızda müslümanlarm kahir ekseriyeti bu fırkadandır, inanç yönünden ne ifratı ne de tefriti vardır. Ehl-i Sünnet’in inançları özetle şöyle-dir:
Cenab-ı Allah (c.c.) bütün kemal sıfatlarla muttasıftır. Hiçbir eksiği yoktur. Her şeyin hâlikı O’dur. Zatında bir olduğu gibi sıfatlarında da birdir. Ezelîdir. Hiç bir şey yokken O var idi. Ebedîdir. Varlığı sonsuzdur.
Ehl-i Sünnet itikadında olmanın alametleri
1. Îmânın altı şartına, yanî Allah Teâlâ’nın varlığına ve birliğine, eşi ve benzeri olmadığına, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret hayatındaki hâllere, hayır ve şerrin, iyilik ve kötülüğün Allah Teâlâ tarafından yaratıldığına inanmalıdır. (Bunlar “Âmentü”de bildirilmiştir.)
2. Allah Teâlâ’nın son kitabı olan Kuran-ı Kerîm’in, Allah Teâlâ’nın kelâmı olduğuna inanmalıdır.
3. Mümin, kendi imanından hiç şüphe etmemelidir.
4. Peygamberimize (asm) îmân edip, hayatta iken Onu görmekle şereflenen ashâb-ı kirâmın hepsini çok sevmelidir. Dört halifesine, yakın akrabaları olan Ehl-i beytine ve muhterem hanımlarından hiçbirine dil uzatmamalıdır.
5. Allah Teâlâ’nın emir ve yasaklarına inanıp, tembellikle yapmayan müminleri kâfir bilmemelidir.
6. Ehl-i kıble olduklarını söyleyen, Allah Teâlâ’ya ve Peygamberi Muhammed aleyhissalatü vesselama inandım dediği halde, yanlış itikatta olanları tekfir etmemeli, kâfir olduklarını söylememelidir.
7. Peygamberimizin (asm) Mirac’ının, hem rûh ve hem de beden ile olduğuna inanmalıdır.
8. Cennette müminlerin Allah Teâlâ’yı göreceklerine inanmalıdır.
9. Kıyamet gününde, peygamberler ve sâlih kulların şefâat edeceklerine inanmalıdır.
10. Kabirde nimet ve azabın, rûh ve bedenle olacağına ve kabirdeki ruhların, diri kimselerin yaptıklarını ve söylediklerini işitebileceğine inanmalıdır.
11. Evliyaların kerameti hak olduğuna inanmalıdır.
12. Kuran-ı Kerîm okumanın, sadaka vermenin ve hatta bütün ibadetlerimizin sevaplarını, ölenlerin ruhlarına göndermenin, onlara fayda vereceğine, azaplarının hafifletileceğine veya kaldırılmasına sebep olacağına inanmalıdır.