Cenazenin yıkanması hususunda erkek erkeği, kadın da kadını yıkar ancak bazı hususi durumlarda kadınlar kocalarını yıkıyabildiği gibi Erkekte hanımının cenazesini yıkıyabilir. Bu konuda pek çok sahabeden rivayette bulunmaktadır.
Erkeğin karısının cenazesini yıkayıp yıkayamayacağı hususu ise müctehidler arasında ihtilaflıdır. Lakin genel olarak erkeği erkek, kadını da kadın yıkar. Karı ve kocanın birbirini yıkamaları hususuna gelince: Kadının, ölü kocasını yıkaması ittifakla caizdir.
İmam Şafi ve diğer fakihlerin çoğu, kocanın da ölmüş olan karısını yıkayabileceği hükmünü benimsemişlerdir. Delilleri, Hz. Ali’nin Hz. Fâtıma’yı yıkamış olması ve Hz. Peygamber (asm)’in de Hz. Âişe validemize: “Benden önce ölürsen seni ben yıkar ve kefenlerim.” buyurmasıdır. Hanefiler bu haberdeki durumun hususi olduğunu belirterek, yıkayacak başka kimse bulunmasa bile kadını kocası yıkayamaz, ancak teyemmüm verir demişlerdir.
Kısaca Hanefilere göre yıkayacak kimse olmasa dahi koca ölen karısını yıkayamaz, teyemmüm ettirir. Bu görüş, İslam’ın yegâne görüşü değil, sadece Hanefilerin görüşüdür. Diğer üç mezhebe göre ise (Şafii, Maliki ve Hanbeli), bu durumda koca ölen karısının cenazesini yıkayabilir. (Bk. İlmihal I, İman ve İbadetler, S.357-358; Sofuoğlu, AGE, S.240). Şu halde üç mezhebe göre bir koca karısının cenazesini yıkayabiliyorsa, onun na’şını mezara da indirebilir. Bunu engelleyen dini bir yasak yoktur. Hiç kimse Hanefilerin görüşünü din zannetmemelidir.
Koca ölünce, kadrom nikahı hükmen (4 ay 10 gün) devam eder. Yani, kocası ölen kadın hemen boşanmış sayılmaz. Halen kocasmm nikahı altındadır. Öyle ise, nikahı devam eden kocasmm halen âilesidir. Yabancı değildir. Haramlık sözkonusu olmaz. Olmayınca da kadm, ölen kocasmm cenazesini yıkar. Çünkü yabancı değil kocasıdır. Nikahı devam etmektedir.
Lâkin, kadm ölürse koca için durum aynı değildir. Kocası da aynı şekilde (4 ay 10 gün) nikahlı sayılmaz. Kadının öldüğü anda nikah ilişkisi de sona ermiştir. Artık o kadm bu kocanın hanımı değildir. Yabancı bir kadmdır. Yabancı bir kadma ise elle dokunamaz. Olsa olsa sadece cenazesinin yüzünü açıp da bakabilir. Buna cevaz verilmiştir…
Nitekim Hz. Ebubekir’i, kendi vasiyeti üzerine zevcesi Esma Hatun yıkamıştır. Yine bu konuda Hazret-i Ali (ra) Efendimiz’in Fatıma validemizi bizzat kendisi yıkadığı rivayeti, istisnai bir durumu ortaya koymaktadır. Nitekim İbn-i Mesud Hazretleri bu durumu İmam-ı Ali’ye (ra) sormuş. O da şöyle cevap vermiş:
– Sen duymadın mı Resulullah’ın hadisini? Buyurdu ki:
“Herkesin nesli ölünce nikahı da sona erer. Ancak benim neslim müstesna. Yâ Ali, Fatıma dünyada da âhirette (cennette) de senin zevcendir!
Demek ki Fatıma validemizin vefatıyla nikahı sona ermediğinden bir yabancılık da söz konusu olmuyor ki, kocasının yıkaması caiz olmasm. Nikahları dünyada da, ahirette de bakidir.