Bazı kimseler fazla çocuk yapmamak için tedbir alıp birtakım çarelere baş vuruyorlar. Fazla çocuk yapmamak için tedbir alıp doğum kontrolü yapmak caiz midir?
Doğum kontrolü mes’elesi ülkemizi ve İslâm âlemini aşan bir meseledir. Her yerde ondan söz edilmektedir. İslâm âleminde münakaşası yapıldığı gibi, hıristiyanlık âleminde de münakaşası yapılmaktadır. Asrımızda Mevdüdî, Seyyid Kutub, Ahmed al-Şarbâsî ve Sâ’id al-Bûtî gibi zevât bu konuyu ele alarak durumu açıklamışlardır. (Allah onlardan razı olsun). Bunların bir kısmı Türkçeye tercüme edilmiştir. Bunun için bu konuda fazla bir şey söylemek icab etmez. Yalnız bazı kimseler bu hususta kanaatimi sordukları için kısa da olsa bir şeyler söylemeye mecbur kaldım. Evlenmek, Peygamber (sav)’in sünnetlerinden biridir. Onunla ilgili çok hadis vârid olmuştur. Ez cümle şöyle buyuruyor: “Nikâh benim sünnetimdir” (34). Evlenmenin birçok hikmetleri vardır.
1— Fıtratın ihtiyacını karşılamaktır. Kur’an-ı Kerîm şöyle buyuruyor: “Huzur bulasınız diye cinsinizden sizin için eşler yaratması Allah’ın büyük âyetlerinden biridir” (35).
2— Neslin devamı ve beşeriyetin çoğalmasıdır. Peygamber şöyle buyurur: “Evleniniz. Çünkü ben sizin çoğalmanızla iftihar ediyorum” (36).
3— Şerefi muhafaza edip ahlâksızlığa düşmekten korumaktır. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: “Ey gençler evlenmeye gücü yeten evlensin. Çünkü o, gözü -harama bakmaktan- korur, zinâdan da muhafaza eder (37).
Durum böyle olmakla beraber İrâdesi kuvvetli olup gayr-i meşru hayata yaklaşmayacağını bilen kimsenin evlenmeyebileceği gibi, evlenen kimse de azl gibi bir yol ile çocuk yapmamak için tedbir alabilir. Câbir bin Abdullah (ra) dan şöyle rivayet edilmiştir: “Kur’ân-ı Kerîm nâzıl olurken biz azl ederdik. Bu durum Peygambere (sav) ulaştığı halde bizi men etmedi” (38).
Azl’ın ma’nâsı; meniyi dışarıya akıtmaktır. Azl ile ilgili çok hadis vardır. Bir kısmı onu hoş görmemiş ise de, kesin olarak yasaklayan bir hüküm de getirmemiştir. Bunun için Cumhur-u ulemâya göre, kadının rızasıyla azl mübâh kabul edilmiştir. Hatta Şâfiî ulemâsının birçokları kadının rızasını almak söz konusu değildir, diyorlar. Fakat tamamıyla tenâsül cihazının görevine son vermek için ilâç kullanmak veya ameliyata başvurmak kesinlikle haramdır. Bu husus için asla cevâz olmamıştır.
Sa’d bin Ebi Vakkas’dan rivayet edilmiştir: “Peygamber (sav), Allah’a kulluk etmek maksadıyla daimi surette evlenmeyi ter-ketmek isteyen Osman bin Ma’zun’un dileğini reddetti. İzin erseydi biz de kendimizi iğdiş edecektik.”
Meni rahimde yerleştikten sonra nutfe ve alâka -kan pıhtısı-ha-linde iken herhangi bir ilâç ile onu düşürmenin caiz olup olmadığı hususunda ihtilâf vardır.
Hanefî ulemâsından meşâyih-i mâveraünnehir, Cevâhir al-Ahlâtî ve al-Nehr ile Şâfiî ulemasından Abu İshâk el-Merzedi ve Remli’nin sözünden anlaşıldığına göre ma’zeret olmasa da câizdir
(39). Gazali, İbn Hacer, al-Bahr ve Hanefî mezhebinde râcih kavle göre ma’zeret olmazsa caiz değildir (40).
Ama meşru bir ma’zerete binaen onu aldırtmak veya ilâç ile onu düşürmekte beis yoktur. Meşru mazerete birkaç misâl:
1— Hâmile kadının hastalığını artıracak veya helakine vesile olacak hastalığın bulunması,
2— Çevrenin çok bozuk olup, fitne ve fesadın yaygın halde olması, yani doğacak çocuğun ahlâkını bozacak mahiyette olması,
3— Fakr ve zarûretin hüküm sürmesi, ibn Vehbân şöyle diyor:
Hâmile kadının hamli alınmadığı takdirde, emzikli çocuğunun sütü bozulup babasınm da fakir oluşu yüzünden kendisine süt verecek bir kadın bulamamış olması bir mazerettir (41).
Dipnotlar
(34) İbn Mâce Nikâh bölümü
(35) er-Rûm: 21
(36) Buhârî, Müslim Nikâh bölümü
(37) Müslim
(38) İbn Mâce
(39) al-Fetâva’l-Hindîye c. 5, s. 356 Şebramilisi c. 6, s. 179
(40) İbn Abidin c. 2, s. 380
(41) Aynı eser c. 2, s. 380