Gusül sırasında boy abdesti alırken vücuttaki bir yara, su değdiği taktirde zarar vermeyecekse yıkanır. Şayet zarar verecekse yıkanmaz meshedilir. Meshetmek de zararlı ise oda yapılmaz. Ayrıca sargılı el ile gusül abdesti yani kırılan veya yarası bulunan bir uzvu (organı) yıkamak zarar verince, kırık üzerindeki alçıya veya yara üzerindeki sargıya, hem abdest ve hem de gusül için bir kez meshedilir. Bu noktada önemli olan nokta kişinin sağlığı ve örneğin başından geçen kırık, kesik gibi sorunların en sağlıklı bir biçimde iyileşmesini sağlamasıdır. Bunlara sıcak su zarar vermiyorsa, mesh yeterli olmaz, yıkamak gerekir. Yapılacak meshin bütün sargıyı kaplaması gerekmez; çoğunluğunu meshetmek kâfi gelir.
Bir özürden dolayı iki ayaktan biri üzerine mesh yapılınca, diğerini yıkamak gerekir. Çünkü bu mesh de yıkamak hükmündedir.
Özür tamamen kalkınca, mesh bozulmuş olur, artık sargı üzerine mesh yapılmaz; yerinin yıkanması gerekir.
Hanefi mezhebine göre, sağlık yönünden yaranın üzerindeki sargıyı çıkarmanın veya çıkarıp yarayı su ile yıkamanın mümkün olmadığı ya da zararlı olduğu zamanlarda, o yara veya sargı üzerine mesh etmek caizdir. Ancak söz konusu yaranın, soğuk suya karşı hassas, fakat sıcak su ile yıkanması halinde zarar görmeyeceği tespit edilirse, üzerine mesh etmek caiz olmaz. Üzerinde sargı var ise, abdest veya gusülde çözülüp, yaranın sıcak su ile yıkanması gerekir. Kırık, çıkık ve benzeri önemli
durumlarda sargının çözülememesi ya da çözüldüğü takdirde, yaranın zarar göreceği endişesi var ise, sargının üzerine mesh etmek caizdir.
Şayet yara, çözülüp tekrar sarılabilecek biçimde sarılmış ve yaranın etrafı su ile yıkandığı takdirde zarar görmeyecek nitelikte ise; sargı çözülür, yaranın etrafı su ile yıkanır ve sudan zarar görecek yaranın üzerine hafifçe mesh edilip tekrar sarılır.
Kırık, çıkık ve her hangi bir yara üzerine sarılan sargı yüzeyinin en az yarısından fazlasını mesh etmek gerekir. Sargı yüzeyinin yarısını veya yarıdan daha azını mesh etmek yeterli değildir. Sargının abdestli iken sarılma şartı yoktur. Ne zaman gerekiyorsa sarılır ve abdest alınırken veya gusül yapılırken, üzerine mesh edilir.
Şafii mezhebine göre, bir yeri yaralanan veya kırılan insanın yarasını sarmak durumunda kalırsa şu üç şeyi yapması gerekir:
1-) Yaralanan ve kırılan âzânın sağlam olan kısmını yıkamalıdır.
2-) Sargının üzerini mesh etmelidir.
3-) Yaralanan veya kırılan âzânın yıkama sırası geldiğinde, teyemmüm almalıdır.
Cünüp olan kimse için, teyemmüm ile sağlam olan tarafı yıkamak arasında tertib yoktur. Ama abdestsiz olursa yaralı olan uzvun, yıkandığı zaman teyemmüm etmesi gerekir. Çünkü abdestte tertibe riayet etmek farzdır. Abdesti olmayan bir kimsenin iki uzvu yaralı olursa, iki teyemmüm etmesi lazımdır. Yani bir kişi abdeste başlayıp sargılı olan uzva geldiğinde kurulanacak ve teyemmüm alacaktır, sonra abdeste kaldığı yerden devam edecek ve ikinci sargılı uzva geldiğinde kurulanacak ve tekrar teyemmüm alacaktır ve bu şekilde abdestini tamamlayacaktır, Abdesti bozulmasa bile kişi her namaz kılacağı zaman bu teyemmümü tekrarlamalıdır. (Çünkü Şafii mezhebine göre, teyemmümle sadece bir farz namaz kılabilir.) Abdest bozulmadıkça, yaralı veya kırık olan azayı teyemmüm ederken, diğer azalarını tekrar yıkanması gerekmez.
Yine Şafii mezhebine göre, yara veya kırık üzerine sargı saran kimsenin üç durumda namazı kaza etmesi vaciptir;
1-) Abdestsiz veya cünüpken sarılan ve çözülmesi mümkün olmayan sargılardan ötürü namazı kaza etmek vaciptir.
2-) Sargı teyemmüm âzâlarında (Kollarda ve yüzde) olursa, yine namazı kaza etmek gerekir. Çünkü hem onun abdesti hem de onun bedeli olan teyemmümü noksandır.
3-) Sargı, yaranın haricinde kalan sağlam kısmı da kapatıyorsa, namazı kaza etmek gerekir.