Hac nedir ? denildiği zaman nüsükleri edâ etmek üzere Beytullah’ a kasdetmektir. “Hac” kelimesi sözlükte; saygı duyulan büyük ve önemli bir şeye yönelmek, ziyaret etmek, bir yere gidip gelmek, delil ile galip gelmek anlamlarına gelir. Hac bildiğiniz üzere İslam dininin beş temel şartından birisidir. İslâm dininin en önemli ibadetlerinden biri olan Hac, Hicretin 9. yılında farz kılınmıştır. Kur’anı Kerim’de Bakara,158, 189, 196, 197, 200 ve Al-i İmran, 97, (Maide, 2) (Hac, 26, 27, 28) ayetleri hac’tan bahseder. Hac ibadetinin yerine getirilebilmesi için belirli şartlar vardır. Bu şartlardan en önemlilerinden biri zaman şartıdır. Bir diğeri ise mekan şartıdır.
Hac Hangi Ülkede: Mekke; Suudi Arabistan’da kent, Hicaz Bölgesi’nin merkezi. İslâm dünyasının en büyük kutsal kentidir. Hicaz’ın batısında, alçak tepelerle çevrili bir vadide, Kızıl-deniz’den 80 km içeride yer alır.
Hac, kefen misali bembeyaz giysiler içinde ahiretteki mahşeri hatırlatan, aynı kıyafet içinde zengin-fakir, şehirli-köylü ayırımını ortadan kaldıran, “ben”liği yıkıp “biz”i öne çıkaran, şeytan taşlama, tavaf ve Sa’y gibi “temsîli” görevlerin îfa edildiği, helal olan bazı şeylerin ihrama girdikten sonra haram kılındığı ve böylece nefis terbiyesi, irade ve sabır eğitiminin yapıldığı, yüz binlerle birlikte Allah’a açılan ellerin boş çevrilmediği, dînî duyguların ihlas ve samimiyetin doruk noktaya çıktığı bir ibadettir.
Hac, dünya Müslümanlarının kaynaşmasını, birbirlerini ve değişik kültürleri tanımalarını sağlar. İslâmî bilinçlenmeye, imanın aksiyona geçirilmesine, manevî kirlerden arınmaya, gönlü bütün safiyeti ile Yaratan’a açmaya vesile olur.
İslam’ın beş şartından biri olan hac ibadeti, hem beden, hem de mal ile yapılan bir ibadettir. Maddi durumu uygun olan Müslümanların ömürlerinde bir defa hac ibadetlerini yapmaları farz’dır. İşte bu önemli ibadet, Allah’tan bir rahmet olarak belirli şartları taşıyınca, kişiye, ömründe yalnızca bir kere farzdır. Tekrarındaki sevabdan ve hikmetlerden hiçbir mü’min mahrum olmak istemez. Vakfesi olmayan Hac diyebileceğimiz umrenin de sevabı çoktur. Allah’ın evi diye bilinen Kabe, namazlarda yönelinen son noktadır.
Yalnız, burası ‘‘Allah’ın evi’’dir, demek, Allah’a mekan izafe etmek anlamında değildir. Allah tarafından hususî olarak belirlenip, insanlara ibadet noktası olarak tesbit edilen yer, anlamındadır.
Yüce Allah Kur’an da yoluna gücü yetenlerin Allah’ın evi ( Kâbe)ni ziyaret etmeleri, Allah’ın bir hakkıdır(ali İmran suresi ayet 97)buyurmuşlardır.
“Haccı ve umreyi de Allah için tamam yapın.” (Bakara, 196)
“Ey insanlar! Allah (cc)hac ibadetini sizin üzerinize farz kılmıştır. Hac yapmakta acele ediniz.” (Müslim)
Hac ibadeti İslam’ın şartlarındandır. Yani Allah’ın emri olup namaz kılmak ve oruç tutmak gibi farzdır. İbni Ömer’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (asm) şöyle buyurdu:
“İslâm dini beş esas üzerine kurulmuştur; Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Hz. Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve Ramazan orucunu tutmak” (Buhârî, Müslim, Tirmizî, Nesâî )
Kur’anı Kerim Bakara Suresi 196 ayeti kerimede Yüce Allah Azze Ve Celle Buyurur ki:
Meali: Haccı da, umreyi de Allah için tamamlayın. Eğer (düşman, hastalık ve benzer sebeplerle) engellenmiş olursanız artık size kolay gelen kurbanı gönderin. Bu kurban, yerine varıncaya kadar başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden her kim hastalanır veya başından rahatsız olur (da tıraş olmak zorunda kalır)sa fidye olarak ya oruç tutması, ya sadaka vermesi, ya da kurban kesmesi gerekir. Güvende olduğunuz zaman hacca kadar umreyle faydalanmak isteyen kimse, kolayına gelen kurbanı keser. Kurban bulamayan kimse üçü hacda, yedisi de döndüğünüz zaman (olmak üzere) tam on gün oruç tutar. Bu (durum), ailesi Mescid-i Haram civarında olmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve Allah’ın cezasının çetin olduğunu bilin.