Herkesin elinde bulunan malı onun mülkü bilmelidir. Gasp, zulüm, rüşvet, hırsızlık, faiz, haraç ve hıyanet yollarından biri ile ve alkollü içki satarak ele geçtiği açıkça bilinen bir malı onun mülkü olmaz. Bunu ondan almak, kullanmak, yemek helal olmaz.
Malının tamamı haram ise veya çoğu (yüzde 50’den fazlası) haram ise onunla alış veriş yapmak haramdır. Ama çoğu(yüzde 50’den fazlası) helâl ise onunla alış veriş yapmak tenzihen mekruh da olsa caizdir. Örneğin falan adam, ne kadar malı vardır, hangisi haramdır veya değildir, biliyoruz. Bizce malûm olduktan sonra ona göre hareket ederiz. Ancak mahiyetini bilmediğimiz takdirde onunla alış veriş yapmak caizdir.
Bir kimse, elinde bulunan haram bir para ile bir şey alırsa bakılır: Şayet satın alırken: “Şu para ile bu şeyi bana sat.” deyip, kendisine haram para teslim ederse o da haramdır. Fakat söz konusu olan koyunu satın alırken paraya işaret edilmeden sadece bedelin miktarı belirtilip meselâ “beş bin lira ile satın aldım” denilmiş ise, o koyun haram sayılmaz.(el-Hediyetü’1-Alâiyye, s. 227). Fakat para haram olduğu için onun sahibi Allah’ın indinde mesuldür.