Havâic kelimesi arapça kökenli bir kelime olup”kendisine ihtiyaç duyulan şeyler,asli ihtiyaçlar” anlamına gelmektedir. Fıkhi değerlendirmelerde temel ihtiyaçları karşılayan, bu yüzden de zekâta tabi olmayan maddi varlıklar havaic-i asliye olarak ifade edilir. Sözlükte “temel ihtiyaçlar” anlamına gelen havâic-i asliyye, İslâm hukuku terimi olarak zekâta tâbi olmayan temel ihtiyaç mallarını ifade eder. Temel ihtiyaç miktarı mal, kişinin yaşaması için zarurî olan miktardır. Temel ihtiyaç maddeleri insanın hayat ve hürriyetini korumak için muhtaç olduğu şeylerdir.
Havâic-i asliye normal olarak maddî ve manevî hayatı idâme ettirmek için insanın muhtaç olduğu şeylerdir. Mesken ve onun için lüzumlu olan eşya, elbise, silâh, kitap, san’at âletleri, binek hayvanı ve hizmetçi gibi şeylerdir.
Havâic.i asliyye, zaman ve mekânın değişmesiyle değiştiği gibi, şahsa göre de değişir. Meselâ: Asr-ı sa’âdette kitap yoktu. Yazma ve alma ihtiyacı doğdu, bilim sahasında ilerlemek için kitap bulundurmak icâb etti. Böylece ehl-i ilim için kitâp, havâic-i aslîyeden sayıldı. Radyo ve teyp gibi araçlar da, kötüye kullanmamak şartıyla havâic-i aslîyedendir. Çünkü bu zamanda insanın ufkunu açan bir çok kitaplardan daha fazla bilgi vermektedirler. Ama kötüye kullanılırsa, havâic-i aslîyeden olması şöyle dursun, bulundurulmaları bile haramdır. Çamaşır makinesi ve buzdolabı ise kesinlikle havâic-i aslîyedendir. Çünkü yukarıda belirttiğimiz gibi hizmetçi havâic-i aslîyedendir. Bunlar bir cihetten hizmetçiden daha ucuz, masrafı daha az ve daha faydalıdırlar. Onun için havâic-i aslîyeden sayılırlar. Yalnız burada bilinmesi gereken bir husus vardır. Şöyle ki; nâmi olmayan havâic-i aslîye dışındaki eşya; ticâret eşyası olmadığı takdirde nisâba bâliğ olunca zekât almamaya, kurban kesmeye ve fitre vermeye sebebtir. Ama zekâta tabi değildir.