Bir insanın kendi hayatında karşılıksız olarak bir malını kesin bir şekilde başkasının mülkiyetine devretmesine hîbe denir.
Hibe edilmesi caiz olan şeyler nelerdir? Ve hibe ne zaman gerçekleşir?
Satılması câiz olan her şeyin hîbe edilmesi de caizdir. Hîbe, kabzedilmesiyle gerçekleşir.
Hîbe edilen şeyi geri almak câiz midir?
Babadan başka hiç kimse hîbe ettiği şeyi geri alamaz. Bir kimse, «Bu malımı senin hayatın boyunca sana verdim» veyâ «Senin zimmetine geçirdim» dese, mal kendisinin olur. Eğer mal sahibi önce ölürse verilen mal, kendisine verilenin ölümünden sonra çocuklarına geçer. (Şâyed kendisine verilen kişi daha önce ölürse, sözkonusu mal asıl sâhibine döner.)
Hibenin meşrûluğu kitap, sünnet ve icmâ delillerine dayanır. Kur’ân-ı Kerîm’de açık olarak hukukî anlamda hibeden söz eden âyet yoktur. Kur’an’da sık sık geçen sadaka ve infak terimleri teberru ve hibeyi de içine alacak geniş kapsamlı sözcüklerdir. Verme ve lutfetme anlamlarında kullanılan hibe yerine, daha çok bu kökten türetilmiş olan fiil ve sıfatlar kullanılır: “Mallarını Allah yolunda harcayanların hali, yedi başak bitiren, her başakta yüz tane bulunan bir tek tohumun hali gibidir” (el-Bakara, 2/261). “Ey iman edenler, sadakalarınızı-malını insanlara gösteriş için harcayan, Allah’a ve ahiret gününe inanmayan bir kim gibi başka kakmak ve incitmek suretiyle heder etmeyin” (el-Bakara, 2/264). “Eğer sadakaları açık olarak verirseniz o, ne güzel. Eğer onları gizler ve bu şekilde yoksullara verirseniz, içte bu, sizin için daha hayırlıdır” (el-Bakara, 2/271). Hibe, kişiyi cimrilikten korur. Âyette; “Nefsinin cimriliğinden korunanlar gerçekten kurtuluşa erişmiş kimselerdir” (el-Haşr, 59/9) buyurulur. Bağışlarda orta yolun izlenmesi tavsiye edilir. “Onlar harcadıkları zaman ne israf ederler, ne de cimrilik yaparlar; ikisi orası orta yoldan giderler” (el-Furkân, 25/67). “Elini bağlı olarak boynuna asma, onu büsbütün de açıp saçma. Sonra kınanmış ve pişman bir halde oturup kalırsın” (el-İsrâ, 17/29).