Onbir ayın sultanı Ramazan ayının belirtilerinden biri olan hilal vakti ne zaman olur?
Ramazan ayı neye göre belirlenir? Hilal ayının ilk gecesiyle ilgili görüşler nelerdir? Hilali görmeden rasathânelerin hesabına göre oruç tutmak veya bayram yapmak câiz midir?
İslamın beş ruknundan birisi olan oruç bizden öncekilere farz kılındığı gibi müslümanlara da farz kılınmıştır. Kamerî aylar, adından anlaşıldığı gibi başlangıcı ve bitişi ayın hareketlerine göre belirlenen aylardır. Ramazan orucu, Ramazan ayında tutulduğundan ve Ramazan ayı da ay takvimine göre her sene değiştiğinden, oruca başlayabilmek için öncelikle, Ramazan ayının başladığını tespit etmek gerekmektedir.
Hadis-i şerifte, (Hilali görünce oruç tutun, tekrar görünce orucu bırakın) buyuruldu.
Ramazan ayının başlangıcının nasıl tesbit edileceğini bize Allah(c.c) Rasulü (s.a.v) açıklamıştır. Dolayısı ile ister ramazanın tespiti isterse de diğer tüm ayların tespiti ve de hicri takvimin belirlenmesi için ayın hareketlerinin gözlemlenmesi müslümanların üzerine bir sorumluluktur.
Bu hadis ilk bakışta hilali çıplak gözle görmedikçe oruca başlanmayacağı ve bayram edilmeyeceği fikrini uyandırmaktadır. Konu ile ilgili diğer rivayetler değerlendirildiğinde, bu hadislerin amacının günün şartları içinde en uygun uygulamanın öğretilmesi olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim bir rivayette Hz. Peygamber (s.a.s.), “Biz ümmî bir toplumuz; hesap ve okuma yazma bilmeyiz. Şunu biliriz ki ay, ya 29 ya 30 gündür.” (Buhârî, Savm, 13; Müslim, Sıyâm, 15; Ebû Dâvûd, Savm, 4) buyurarak, kamerî aybaşlarının belirlenmesinde hesap yöntemine de başvurulabileceğine işaret etmiş olmaktadır.
Hanefî, Mâliki ve Hanbel! mezhebine göre hesaba dayanarak Ramazan orucunu tutmak ve bayram yapmak câiz değildir. Ancak Şâfiî ulemâsından İbn Sureye al-Kaffâl, al-Kâzi Abû al-Tayyib, Muhammed bin Mükâtil ve Muhammed Remlî gibi zevât, hesâbm doğruluğunu kabul eden kimsenin hilâl rü’yeti olmadan da rasathanenin hesabına göre oruç tutması veya bayram yapması vâciptir, diyorlar (1).
Fıkh ‘ala’l-Mezâhib al-arba’a c. 1, s. 551, al’azb al-Mevrûd c. 10 s. 35-45, Buceyremı c. 2, s. 64