Dinde Zorlama Var Mıdır Hükmü Nedir
Zorlama; bir işi yapmak istemeyen kimseye baskı uygulamak ve onu istemediği bir davranışa mecbur kılmak anlamına gelir. İslam dinin de ruhunda ve özünde zorlama yoktur. Bir kafire , kılıç zoruyla ‘ ille de gel müslüman ol diye zor kullanılmaz. “İslâm Dini”ne göre insanlardan istenen ilk husus içtenlikli olmaları, ihlâslı olmaları; yapacaklarını içlerinden geldiği için yapmaları; kesinlikle gösteriş ve riya için bir fiili ortaya koymamalarıdır.
Dinde zorlama ayeti…
“Dinde zorlama olmaz; artık doğru ile eğri birbirinden iyice ayrılmıştır. Bundan böyle kim zorbaları tanımaz da Allah’a inanırsa kopmak bilmeyen sağlam bir kulpa yapışmış olur. Allah işitendir, bilendir.” (Bakara 2/256)
Dinin özü imandır. İmanın temeli de kalp ile tasdiktir. Kalp insanın iç dünyasındadır. İnsan burada alabildiğine hürdür. Zaten din, zorla kabul edilebilecek veya zorla kabul ettirilebilecek bir sistem değildir. O’nda her şeyden önce îmân esastır. Hiçbir inanç, insana zorla kabul ettirilemez. İmân fiili değil, kalbî bir iştir. Yâni kalb ile Allah’a ve ondan gelene inanıp tasdik etmektir. Binâenâleyh bir kimse kalbiyle tasdik etmeden hayatı boyunca inananlar gibi kelime-i şeh âdeti getirip Allah’a kulluk ederse mü’min sayılmaz.
Bu itibarla müslüman olmayanları zorla İslâma getirmek için çalışmak fayda vermeyeceği gibi nifakın ve iki yüzlülüğün çoğalmasına sebeb olacağından fayda yerine zarar verecektir.
Ensâr’dan, Huseyn’in hıristiyan iki oğlu vardı. Bir türlü müslüman olmadılar, bunun üzerine Huseyn nasıl benim bir parçam Cehennemde yansın deyip onlan zorla müslümanlaştırmak istedi, bu vesile ile “dinde zorlama yoktur” meâlindeki âyet-i celıle nâzil oldu.
Tarih boyunca müslümanlar, zimmilerin (İslâm hakimiyeti altında yaşayan gayr-i müslimler) namus, can ve mallarım muhafaza etmişler ve onlara dokunmamışlardır. Onlan inanç ve ibadetlerinde serbest bırakmışlardır. Tabiî ki kanun dışı ferdi olaylar müstesnadır. Yalnız İslâm dinini kabul eden kimse dinin icabını yerine getirmeğe mecburdur ve bunun için dinen zor kullanılır. Meselâ namaz kılmayan kimsenin Şâfl’î mezhebine göre tevbe etmezse cezası idamdır.
Hanefî mezhebine göre hapistir. Oruç tutmayan kimse her iki mezhebe göre hapsedilir. İçki içen kimseye ceza olarak seksen değnek vurulur, görüldüğü gibi İslâma göre İslâmiyet dairesine girmeden evvel zora baş vurulmaz. Fakat İslâmiyet! kabul ettikten sonra İslâm’ın icâbım yerine getirmek için zor kullanılır.
Her fırsatta insanlara ve özellikle yakınlarımıza dini anlatmaya devam etmeliyiz. Allah Teala şöyle buyurmuştur:
“Ailene namazı emret, kendin de namaza devam et. Biz senden rızık istemeyiz, sana rızık veren Biziz. Sonuç korunanların lehine olur.” (Taha 20/132)