Kur’ân-ı kerîmde ismi geçen peygamberlerden. Hz Süleyman aleyhisselam kuranda geçen duası bir çok kişiye rehber olmuş örnek bir dua ile Yüce Allahın kitabı mukaddeste geçmektedir. Ayrıca Hz Süleyman aleyhisselam o kadar rızık, zengilik, mülk ve makama sahip olmasına rağmen verilen (o kadar) geniş mülk, onda huşûdan (Allah korkusu) başka bir şeyi arttırmadı. Rabbine olan huşûundan dolayı gözünü semâya bile kaldıramıyordu. Öyle ki Yüce Allah azimuşan cinleri bile Hz Süleyman peygamberin emrine verdi. Bu nedenle Hz Süleymanın dualarındaki fazileti önemi ve anlamı büyüktür. Duanın arapça yazılışı Türkçe okunuşu olmak üzere derledik. Dilerseniz bu duaları şifa niyetiylede okuyabilirsiniz.
Süleymân aleyhisselâm, Dâvûd aleyhisselâmın oğludur. Gazze’de doğdu. Babası vefât edince 12 veya 13 yaşında sultân, daha sonra peygamber oldu. İnsanlara Mûsâ aleyhisselâmın dînini tebliğ etti, bildirdi. Babasının temelini attığı Kudüs’teki Mescid-i Aksâ’yı yedi yılda pek san’atlı ve gösterişli olarak inşâ ettirdi. Saraylar inşâ ettirip kaleler yaptırdı. Şehirler kurdu. Zamânın medenî dünyâsı olan Akabe körfezinden Fırat’a kadar olan bölgeye hâkim oldu. Ticâret gemileri yaptı. Kızıldeniz ile Umman denizinde ticâret yaptırdı. Diğer hükümdârlar da kendisine bağlılıklarını bildirdiler. Yemen’deki Sebe’ sultanı (melikesi) Belkıs ile evlendi. İnsanlara, cinnîlere, yerdeki ve havadaki hayvanlara hükm eder, onlarla konuşurdu. Rüzgâr emrine verilmişti. Kudret ve ihtişâm sâhibi bir peygamberdi. Kırk sene adâletle hüküm sürdü ve Kudüs’te vefât etti. (İbn’ül-Esîr, Molla Miskîn, Nişancızâde)
Kuş ve karınca dilini bilen, hükümdar peygamberlerden biri olan, insanlardan, cinlerden ve kuşlardan ordusu bulunan, Davud peygamberin oğlu Süleyman (a.s.), ordusu ile karınca vadisine gelir, bir karıncanın, “Ey karıncalar! Yuvalarınıza girin, Süleyman ve orduları farkında olmadan sizi ezmesin” dediğini duyar, karıncanın sözüne güler (Neml, 27/15–19) ve Allah’a şöyle dua eder:
Okunuşu: “Rabbi evzi’nî en eşküra ni’metekelletî en’amte ‘aleyye ve ‘alâ vâlideyye ve en a’mele sâlihan terdâhü ve edhılnî bi-rahmetike fî ‘ıbâdikes-sâlihîn.”
Anlamı: “Ey Rabbim! Bana ve anama-babama verdiğin nimete şükretmemi ve hoşnut olacağın iyi iş yapmamı gönlüme ilham eyle ve rahmetinle, beni iyi kulların arasına dâhil et.” (Neml, 27/19)
Süleyman (a.s.), şiddetli bir hastalığa yakalanır, cansız ceset denecek hâle gelir, sonra tekrar sağlığına kavuşur ve Allah’a şöyle dua eder:
Okunuşu: “Rabbiğfirlî ve heblî mülkellâ yembeğî li ehadimmin ba’dî inneke entel-vehhâb.”
Anlamı: “Ey Rabbim! Beni bağışla ve bana benden sonra kimseye lâyık olmayacak bir mülk / hükümranlık bahşet. Şüphesiz, Sen çok bahşedicisin.” (Sâd, 38/35)
Yüce Allah, duasını kabul eder. Rüzgârı emrine verir, cinleri ona boyun eğdirir. (bk. Sâd, 36–38)
Süleyman (a.s.)’ın duasında yüce Allah’tan;
– Nimete şükredebilmeyi nasip etmesini,
– Salih ameller işleyebilmesini,
– Salih kulları arasına dâhil etmesini,
– Bağışlamasını,
– Mülk / saltanat vermesini istemiştir. Süleyman (a.s.)’ın Allah’tan hem dünya, hem ahiret,
hem maddî hem manevî isteklerde bulunduğunu ve duasında Allah’ın güzel isimlerini zikrettiğini öğreniyoruz.