Hacizli Mal Almak Ve Satmak Caiz midir
İslam hukukçularının çoğunluğu borçluların mallarına haciz konup satılmasını caiz görürler. Buna göre icra dairelerinde satışa çıkarılan bir malı piyasa fiyatının çok altında almak sureti ile karşı tarafın zorda kalmışlığından faydalanılmamalı ve imkanlar ölçüsünde mal sahibinin mağdur edilmemesi için gayret gösterilmelidir.
– Bazen haciz malları satın alıyoruz. Bazıları hacizden mal satın almak caiz değildir diyorlar. Ağlayanın malı gülene hayır getirmez, diye de ekliyorlar. Siz ne diyorsunuz, icradan mal satın alınmaz mı?
icradan haczedilen malı satın almak caizdir. Bir mahzuru söz konusu olmaz. Mahzur, icra malı oluşunu fırsat bilip de değerinden çok aşağıya fiyat vermekte, fırsatçılık etmekte meydana gelir.
İcra ile sattırılan malların genelde borca mukabil olduğu bilinen gerçektir. Bu tür satışta artık mal sahibinin yetkisi hükmen kalmamıştır. Buradaki tasarruf yetkisi icra makamına geçmiştir. O da kendi rızası ile satmaktadır. İcra makamının satış yapması da zaruretten dolayıdır. Buradaki zaruret, malın satılarak borcun ödenmesi ve hakkın ehline teslimidir. Bundan dolayı icra yolu ile yapılan satım akdi dinen de geçerlidir. Bu konunun zahiri kısımıdır.
Ancak konunun ahlaki boyutu da vardır. Dinimiz kasıt ve ihmal olmadan olaganüstü sabeplerden dolayı borcunu ödeyemeyen kimseye kolaylık gösterilmesini öngörür. Bu yüzden kaynaklar, darda kalan kimsenin malını satın almanın mekruh olduğunu belirtmektedirler.
Buna göre icra dairelerinde satışa çıkarılan bir malı piyasa fiyatının çok altında almak sureti ile karşı tarafın zorda kalmışlığından faydalanılmamalı ve imkanlar ölçüsünde mal sahibinin mağdur edilmemesi için gayret gösterilmelidir Şayet, satış günündeki değerine münasip düşen fiyat verilerek alınırsa icradan alınmış olması mahzur getirmez. Hatta mal sahibi bundan sevinç de duyar. Çünkü malı fırsatçıların eline düşmemiş, değerine yakın şekilde satılmıştır.
Bu durumda mal sahibinde bir ağlama söz konusu olmaz ki, alana hayır getirmemiş olsun, haramlık söz konusu hale gelsin.
Demek ki, icradan mal alınırken fırsatçılık etmemek, değerinden çok aşağıya düşürüp de almayı tercih etmemek gerek. Değerinden çok aşağıya düşürerek alınırsa işte o zaman mal sahibi ağlayan insan durumuna düşer, alan da ağlayanın malını kapan kimse sayılır. Bundan dolayı da ağlayanın malı, gülene hayır getirmez, denir.
Peygamberimiz (s.a.s.), borcunu ödeyemeyen Muaz b. Cebel’in malını borcu karşılığında satmıştır (Beyhakî, es-Sünenü’l-Kübrâ, VI, 80). Halife Hz. Ömer de hac yolunda ticaret yaparken iflas eden bir kimsenin kalan mallarının, alacaklıları arasında taksim edilmesine hükmetmiştir (Muvattâ, Vasiyet, 8).
Piyasa değerinde veya ona yakın bir fiyatla satılan hacizli malları satın almakta bir sakınca yoktur. Ancak haczedilen mal, değerinin çok altında satılır ise; Hanefilerden İbn Âbidîn akdin fasit olacağını (İbn Âbidin, Reddü’l-muhtâr, VII, 247),
Şâfiî âlimlerden Nevevî ise geçerli olmakla birlikte bu malın satın alınmasının mekruh olacağını söylemişlerdir (Nevevî, Ravdatü’t-tâlibîn, III, 420).
Zira icradaki malların, değerinin çok altında satılması, borçlunun mağduriyetinden yararlanmak anlamına gelir. Bu sebeple hacizli malı satın almak isteyen kimsenin fiyatlandırmayı mümkün mertebe borçlunun mağduriyetini azaltacak şekilde gerçekleştirmesi hakkaniyete uygun olur.