İlâ: Bir kimsenin dört ay veya daha fazla bir zaman için karısına yaklaşmayacağına, Allah üzerine yemin etmesi veya yaklaşmayı ağır bir ibadete bağlamasına denir.
Yemîn eden kimse dört ay içinde hanımına yaklaşmazsa bir talâk-ı bâîn (tam boşanma) ile boşanırlar. Dört aydan az zaman için yemîn ederse îlâ olmaz. Dört ay içinde îlâyı bozarsa zevcesi (hanımı) boş olmaz. Yemîn keffâreti verir. (İbn-i Âbidîn)
Îlâda söz, açık ve açık olmayan olabildiği gibi, müddet de belirtilmemiş olabilir. Helâli kendisine haram etmek yemîn olup, hanımına; “Sen bana haramsın” yâhut; “Sen bana haram ol!” diyen kimse kendisine haram kılmayı kasd etmişse, îlâ etmiş olur. Îl â etmek istememiş ise hanımını bâîn (tam boşama) ile boşamış olur. (Mehmed Zihni Efendi)
Eğer kocası, karısına; “Ben sana yakınlıkta bulunursam hac etmek yâhut oruç tutmak, sadaka vermek üzerime lâzım olsun” dese îlâ olur. Dört ay içinde karısına yakınlıkta bulunursa yemîni bozulur; ne üzerine yemîn etmiş ise o şey lâzım olur ve îlâ düşe r. (Mevkûfâtî)
Cahiliyye devrinde kötüye kullanılan ve kadınlann askıda kalmalarına sebep olan bu âdeti Kur’an-ı Kerim kayıt ve şartlara bağlamıştır:
“Zevcelerine yaklaşmamaya yemin edenlere dört ay beklemek vardır. Bunlar zevcelerine geri dönerlerse şüphesiz Allah bağışlayıcıdır. Şayet onları boşamaya karar verirlerse, şüphesizdir ki Allah işitici ve bilicidir.” (Bakara / 226-227)
Her ne kadar ilâ, eşler arasında yapıldığında, geçerli sayılıyorsa da, kadının cinselliği aleyhine bir durum olduğundan kadına zulümdür.