Kişinin süslerden ve zarafet kazandırıcı maddî-mânevî unsurlardan yararlanarak kendini daha güzel ve hoş duruma getirmesini ifade eden süslenme Arapça’da tezeyyün ve tecemmül kelimeleriyle karşılanır. Türkçe’de daha çok “süs” anlamıyla kullanılan ziynet (zînet) “bir şeyi takıyla, elbiseyle veya şekil verme yoluyla güzelleştirmek” demektir
En güzel zinet imandır. İmanlı bir şekilde yaşamakla mümkündür. İmansızın süsü, kış gününde güneşin ısıtmasına benzer; mezara, mahşere, hiçbir tesiri yoktur. Hakiki güzellik iman ile olur. İman, Allah’ın kuluna bir bağışıdır.
İman dil ile ikrar, kalb ile tasdik ve vücut ile amel etmekten ibarettir. İmanın zayıflaması ve kuvvetleşmesi mümkündür, azalma ve çoğalma mevzubahis değildir. Peygamberimiz bir hadisi şeriflerinde: “Kuvvetli mümin zayıf mü’minden daha hayırlıdırbuyurmuştur.
İman gönülde bir nurdur. Bu nuru yakan Allah, söndüren kuldur. Sahrada yanan bir lamba rüzgâr sebebiyle sönebilir, bu rüzgâr şeytanın ve nefsin rüzgârıdır. Hakiki mü’min imanının nurunu söndürmeyen kişi demektir. Öyle ise bütün duâlarımızda imanla zinetlenmemizi istememiz gereklidir.
TÜRKÇE OKUNUŞU : (Allâhümme zeyyinnâ bi zînetil iman, vec’alnâ hüdâten muhtedîn.)
ANLAMI : “Allah’ım, iman zinetiyle beni güzelleştir imanı bana hidayet sembolü kıl.