Satılan şeyin ayıbını, kusurunu gizleyerek aldatmak haram olduğu gibi, alınan malın kıymetini gizleyerek aldatmak da faiz olur.Müşteriye doğru söylemeli, hile etmemelidir. Malda bir arıza oldu ise, haber vermelidir. Ucuz aldığı bir malın fiyatı yükselip pahalı satıyor ise, aldığı fiyatı söylemelidir. Aldatarak satmak, hıyanet ve dolandırıcılık olur. Böyle hıyaneti bilmeyerek yapanlar olur. Hıyanet yapmaktan kurtulmak için, herkes, kendine yapılmasını istemediği şeyleri, başkalarına yapmamalıdır.
İslâm dini kâr için bir sınır getirmemiş, yüzde şu veya bu kadar kâr edilecek diye bir kayıt koymamıştır. Arz ve talebe bırakmıştır. Ancak İslâm dini, güzel ahlâk ve takvayı emretmek ve yasakladığı hile ve fâhiş fiatın önüne set çekmekle bunun hududunu göstermiş oluyor. Bununla ilgili Peygamberin şu sözlerini dinleyelim: “Din nasihattir” (37). “Sizden biriniz, kendi nefsi için arzu ettiği şeyi mü’min kardeşi için de arzu etmedikçe imân etmiş olmaz” (38). “Bizi aldatan bizden değildir” (39).
Fahiş bir fiyatla malı satıp müslümanları aldatmak lânetin inmesine vesile olduğu gibi, halkın muhtaç olduğu şeyleri piyasaya sürüp normal bir fiatla satmak da rahmetin nüzulüne sebebdir. Devletin, satılık metâ’ın fiatını, narh koyup ta’yin etmesi dinen doğru değildir. Fıkıh kitapları bunun mekruh olduğunu kayd ediyorlar (40). Peygamber (sav) zamanında bir ara eşyanın fiatı yükseldi, bunun üzerine ashâbın bir kısmı: Ey Allah’ın Resûlü! Eşyanın fiatını tesbit buyur, dediler. Peygamber (sav) bunlara cevaben şöyle buyurdu: “Fiatı tesbit eden, rızkı daraltıp genişleten, rızkı veren Allah’tır. Sizden hiç biriniz ne kan ne de mal haksızlığı hususunda benden bir şey istemeden Allah’a kavuşmamı umarım” (41). Ancak piyasa ile oynayıp ticaret düzenini bozan olduğu takdirde zarurete binâen devlet müdahale edip eşyanın fiatını tesbit edip kâr için bir hudut çizebilir.
37) Müslim
(38) Müslim, Câmi’ al-Sâğîr
(39) Müslim, Câmi, al-Sâğîr
(40) İbn Âbidin c. 5, s. 256
(41) Ebû Dâvûd, Tirmizî