Fıkıh ve usul kitaplarında geçen meşhur bir kaide vardır. “Zamanın değişmesiyle hükümler de değişir”. Bu sözden ne anlaşılması gerekir? Zamanın değişmesiyle İslâm’ın hükmünün değişmesi söz konusu mudur?
İslâm’ın ana kaynaklan dörttür. Kitap, Sünnet, İcma ve Kıyas’dır. Kitap’dan maksat Kur’ân-ı Kerîmdir. Kur’ân-ı Kerim’de herhangi bir meselenin hükmü belirtilmişse, o hükümle amel edilmesi kesinlik arzeder. O hükümden başkasına itibar edilmez.
Sünnet ise, Resülüllah’ın söz, fiil ve takriridir. Takririn manâsı huzurunda yapılmış veya söylenmiş herhangi bir şeye Resülüllah (sav)’m müdahalede bulunmamasıdır.
İc’ma Ke, herhangi bir asirda müetehid ve fakihlerin herhangi bir hunim üzerine İttifakları kastedilmektedir.
Kıyasa gelince hakkında ayet, hadis ve icma gibi hükümlerin Olmadığı herhangi bir meseleyi belirtilmiş bir meseleyle aralarındaki illet dolayısıyla benzeterek hüküm vermektir.
İslâmî hükümlere kaynak olan hususlar ve esaslar işte yukarda belirttiğimiz, bu şeylerdir. Ancak İslâm dini bunlara ilâveten örl ve adetlere de yer vermekledir. Yani Kur’ân ve Sünnetde hükmü belirtilmemiş herhangi bir meselenin hükme bağlanmamasında Kıır’ân ve Sünnete muhalif olmayan örf ve adetlere müracaat edilir (36) Usul’ü Fıkh, Muhammed Seyyid, c. 2 sh: 101, Dolayısıyla örf ve âdetle hükme bağlanan herhangi bir husus zaman geçip de örf ve adet değişirse o hüküm de değişir.
Mesela bir zamanlar avret olmamasına rağmen örfe binaen baş açık gezmek çok çirkin ve kerih sayılmakta, hatta Şafiî mezhebine göre i ıska sebeb olarak gösterilmekteydi. Ancak bugün değişen örfe göre baş açık gezmekte herhangi bir sakınca yoktur ve fıska sebeb teşkil etmez. Yine fulus ve kağıt paralar zekâta tabi tutulmaz iken bugün bunlar da aynen altın ve gümüşde olduğu gibizekâta tabi tutulmaktadır. Zamanın değişmesiyle hükümler değişir, sözünün manâsı yukarda belirttiğimiz manâlara hamledilebilir, yoksa maazallah, zamanın değişmesiyle Kur’ân ve Sünnet in hükmü değişiyor, demek mümkün değildir.