İslâm’ın Kabul Etmediği Davranışlarda Bulunan Birisiyle Ortak Olmak Caiz midir.
İslam’da ibadetlerden amaç, ahlaki dönüşümü sağlamakla davranışları güzelleştirmektir. Bunun yolu ibadetlerde şekil ve mana bütünlüğünü birlikte sağlamaktan geçer. İslam, insanın bütün davranışlarında güzellik arar.
Bu konu ile ilgili olarak Hz. Peygamber (a.s): “Bir iş yaptığında en güzel yapanı, Allah sever” (Münavî, Feyzü’l-Kadîr, Beyrut, 1994, II, 323), bir başka rivayette de: “Sizden birinin yaptığı işten huzur duymasından Allah hoşnut olur” Münavî, a.g.e., II, 324) buyurmuşlardır. Çünkü maddi güzellik kadar, davranış güzelliği olan manevi (ahlaki) güzellik de çok önemlidir. Maddi güzellik geçici, manevi güzellikler ise, kalıcıdır. Peygamber Efendimizin bizzat yaşayarak, uygulayarak çizdiği bu ahlaki tablo, hiç şüphesiz İslâm ahlâki hakkında bir fikir vermektedir.
Evet yukardaki soruya gelirsek, İslâm’ın kabul etmediği davranışlarda bulunan birisiyle ortak olmak caiz değildir. Çünkü servetinin tamamı veya bir kısmı meşru olmayan birisiyle yapılan ortaklık, haram ve helâl olan malların birbirine karışmasına ve ortaklığın habis bir mal üzerine teessüs etmesine yol açmaktadır.