Mü’min, usul ve adabına uygun olarak dua ettiği zaman duası kabul olur ve bunun faydasını ve etkisini dünya ve ahirette görür. Her hangi bir sebepten dolayı mesela dilek duası veya çoçuğu olmayan anne ve babalar yada kısmeti açılsın, sınavda başarılı, zengin olma, barışmakar, hastalar için şifa, sıkıntı ve vesvese gibi buna benzer veya hangi dua edecekseniz ismi azam duası ile dua edilirse tesirli ve daha isabetli olur. Bu nedenle İsmi Azam duası okunuşu ve arapçasını sizler için derledik. İnşaallah ismi azam duası, sende de aynı sonuçları doğurur ve amacına hayırlı ulaşmana aracı olur. Çünkü duaların en büyüğü İsm-i A’zam duasıdır.
Yüce Allah, ayetlerde dua edenin duasını kabul edeceğini bildirmektedir:
Okunuşu : Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî karîb(karîbun) ucîbu da’veted dâi izâ deâni, fel yestecîbû lî vel yu’minû bî leallehum yerşudûn(yerşudûne).
Anlamı : “Kullarım, sana benden sorarlarsa (onlara söyle): Ben (onlara) yakınım. Dua eden, bana dua ettiği zaman onun duasına karşılık veririm. O hâlde onlar da bana karşılık versin (benim çağrıma uysun)lar, bana inansınlar ki, doğru yolu bulmuş olalar.” (Bakara, 2/186)
Okunuşu : Emmen yucîbul mudtarra izâ deâhu ve yekşifus sûe ve yec’alukum hulefâel ard(ardı), e ilâhun meallâh(meallâhi), kalîlen mâ tezekkerûn(tezekkerûne).
Anlamı : “Yahut dua ettiği zaman darda kalmışa kim yetişiyor da kötülüğü (onun üzerinden) kaldırıyor ve sizi (eskilerin yerine) yeryüzünün sahipleri yapıyor? Allah ile beraber başka bir
tanrı mı var? Ne de az düşünüyorsunuz?” (Neml, 27/62)
Sahabeden Enes b. Malik (r.a.) diyor ki; Hz. Peygamber (s.a.s.), bir gün camiye girdi. Bir sahâbî namaz kılıyordu. Bu sahâbî namazdan sonra dua etmeye başladı ve
duasında şöyle diyordu:
Okunuşu : Allahumme inni eseluke bienne lekel hamdu la ilahe illa entelmennanu bediussemavati velardu zulcelali velikrami ya hayyu ya kayyumu.
Anlamı : “Allah’ım! Her türlü övgü sana mahsustur. Senden başka ilâh yoktur. (Sen), mennânsın/çok nimet verensin, gökleri ve yeri yokken var edensin, celâl ve ikram sahibisin, ey yaşayan, diri, canlı, ölümsüz, ezelî ve ebedî olan; zatı ile kaim olan, her şeyin varlığı kendisine bağlı olan, uykusu ve uyuklaması olmayan, varlıkları yöneten, koruyan ve ihtiyaçlarını üstlenen Allah’ım! cümleleri ile sana dua ediyor, senden talepte bulunuyorum.”
Bu duayı işiten Peygamberimiz (s.a.s.); “Bu kimse, Allah’ın ism-i a’zâm’ı ile dua etti ki ism-i a’zâm ile dua edildiğinde Allah bu duayı kabul eder ve bu isimle istenince Allah verir” (Hâkim, De’avât, I, 504; Ebû Ya’lâ, Zikir ve
Dua, No:1124) buyurdu.
Enes bin Malik anlatıyor. Hz. Peygamber bir adamın
Okunuşu : Allahumme inni eseluke bienne lekel hamdu la ilahe illa entelmennanu bediussemavati velardu zulcelali velikrami eselukelcenneti ve euzu bike minenar.
Anlamı : “Allah’ım! ‘Hamd sana mahsustur, Senden başka ilâh yok tur, sadece Sen varsın, Sen mennânsın, gökleri ve yeri yaratansın, celal ve ikram sahibisin, isim ve niteliklerin ile istiyorum. Senden cenneti istiyorum ve cehennemden sana sığınıyorum”
diye dua ettiğini duydu ve;
“Bu adam Allah’tan, O’nun yüce ismiyle istedi ki Allah’a ism-i azamı ile dua edildiği zaman kabul eder, bu isim ile istenildiği zaman verir” buyurdu. (Hâkim, De’avât, I, 504; İbn Mâce, Dua, 9)
Hadislerde Allah’ın ism-i a’zâmı olarak birden çok isim zikredilmiştir. Bu isimlerin başında lafza-i celal; sonra Rahman, Rahîm, Rab, Mennân, Ehad, Samed, Hayy, Kayyûm, Mâlikü’l-mülk, Bedî’u’s-semâvâti ve’l-erd, Zû’lcelâli ve’l-ikram, lâ ilâhe illallah, lâ ilâhe illâ ente isimleri
gelmektedir. (bk. Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 258; Tirmizî, De’avât, 65; İbn
Mâce, Dua, 9; Dârimî, Fedâilü’l-Kur’ân, 14; Ahmed, III, 120; VI, 461)
İSM-İ ÂZAM DUASININ FAZİLETİ VE SIRRI
Hz. Âişe’den gelen iki rivâyetin birinde Resûlullah’ın yaptığı bir duâda Allah’ın asîl (tâhir, tayyib), mübarek ve zâtınca en sevimli ismiyle tevessül ettiği, ayrıca bu isim aracılığıyla duâ edildiği, dilekte bulunulduğu, rahmet ve lutufkârlığı talep edildiğinde Cenâb-ı Hakk’ın kabul ile mukâbelede bulunacağının bildirildiği ifâde edilmiş (İbn Mâce, “Duâ”, 9), ancak isim hakkında bir açıklama yapılmamıştır. Esmâ-i hüsnâ içindeki üstün konumu göz önünde bulundurulduğu takdirde bunun Allah ismi olabileceğini söylemek mümkündür. İsnadında bazı problemlerin olduğu ifâde edilen aynı rivâyetin devamında kaydedildiği üzere Hz. Âişe, duâların kabulüne vesile olan ismi öğretmesini Resûl-i Ekrem’den istemiş, ancak olumlu cevap alamamıştır. Bunun üzerine Âişe iki rek‘at namaz kılıp içinde Allah, Rahmân, Ber ve Rahîm isimleriyle “senin bütün güzel isimlerin” ifâdesinin geçtiği bir duâ okumuş, duâyı dinleyen Resûlullah, “Benden öğrenmek istediğin isim duânda yer alan isimler arasında bulunmaktadır” demiştir.
Esselamualeyküm. Yanlış yaptığım yada yapmamam gereken bir duanın iptalini nasıl istiyorum ve ne ve nasıl dua etmeliyim?