Borçtan nasıl kurtulurum diye düşünüyorsanız doğru yerdesiniz inşaallah. Borçtan maddi sıkıntıdan kurtulmak için okunan duaları okuyarak başlayabilirsiniz. Bir çok insan bazen borç içinde üzüntü veya hayatta bazen kederli olabiliyor. Bazen kimse anlamız ama insanı insandan daha çok anlayan bir Rabbimiz olan Allah vardır. Kederli olduğunda seni kurtarır. üzüntülü ve can sıkıntısı çekiyorsan seni kurtarır. Borç batağına dahi düşsen yine ancak o kurtarır seni. Ne diyor Hz Peygamberimiz “Sizden herkes, ihtiyaçlarının tamamını Rabbinden istesin, hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar istesin.”(Ravi:Enes, HadisNo:1784) Bundan dolayı şimdi sizler için Peygamber efendimizin borçtan kurtulma duasını paylaşacağız.
Medineli müslümanlardan Ebû Ümâme adlı sahabîyi mescitte kederli bir şekilde otururken gören Resûlullah (s.a.s.), ona; “Namaz vakti değil, niçin mescitte oturuyorsun?” diye sorar. Sahâbî; “Üzüntülerim ve borçlarım sebebiyle buradayım, ey Allah’ın Resûlü!’’ diye cevap verir. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.s.); “Söylediğin zaman, Allah’ın üzüntünü ve borçlarını gidereceği bir dua öğreteyim mi sana?’’ der. Sahâbî; ‘’Evet, öğret ey Allah’ın elçisi!” karşılığını verir. Peygamberimiz (s.a.s.) de ona şu duayı öğretir ve akşam sabah okumasını tavsiye eder:
Arapça Okunuşu: Allahumme inni euzu bike minelhemmi velhuzni ve euzu bike minelaczi velkeseli veeuzu bike minelcubni velbuğli veeuzu bike min ğalebeti’ddeyni ve kahririceli kale fefealtu zelike feezheballahu hemmi ve kada anni deyni..
Türkçe Anlamı : “Allah’ım! Kederden ve hüzünden Sana sığınırım, acizlikten ve tembellikten Sana sığınırım, korkaklıktan ve cimrilikten Sana sığınırım, borç altında ezilmekten ve insanların kahrından Sana sığınırım.”
Sahabî; “Hz. Peygamberin öğrettiği duayı okudum; Allah da üzüntümü ve borçlarımı giderdi’’ demiştir. (Ebû Davud, Salat, 367)
Sırf sözle yapılan bir dua ile çalışmadan borçlar nasıl ödenecek? Sahabîye öğretilen duanın cümleleri arasında; “Acizlikten ve tembellikten Allah’a sığınırım, diye dua et”
sözünün bulunması bir mesajdır. Bu mesaj ile; “Ey Ebû Umâme! Üzüntülerin ve üzüntülerine sebep olan borçların, mescitte de olsa, oturmakla ortadan kalkmaz, acizliği
ve tembelliği bırak, çalış, bu konuda Allah’tan yardım iste, harekete geç, borçlarını ödemenin yollarını ara, mescitte oturup beklemekle ne üzüntün, ne de borcun biter” demek
istenmiştir.
Dua bir ibadet ve bir zikir olduğu için dua eden mutlaka ilâhî emre uymuş, itaat etmiş ve sevap kazanmış olur. Dünya ile ilgili isteklerini yüce Allah, kulun yararına göre hemen verebileceği gibi bir müddet sonra da verebilir veya duasının karşılığı ahirete bırakılmış olabilir. Dolayısıyla, dünya hayatına yönelik talepleri karşılanmayan kişi, duam kabul edilmedi, dememelidir. Peygamberimiz (s.a.s.); dua edene yüce Allah’ın isteğini ya dünyada hemen vereceğini veya ahirette vereceğini ya da istediği iyilik kadar kötülüğün
giderileceğini bize haber vermiştir:
“Allah’a dua eden herhangi bir insan yoktur ki duası kabul edilmiş olmasın. Günah işlemediği, yakınları ile ilişkisini kesmediği ve isteğinde acele etmediği sürece Allah ona ya dünyada istediğini hemen verir veya isteğini ahirete bırakır ya da duası nispetinde günahlarını bağışlar. Sahabe, “Ey Allah’ın elçisi! Nasıl acele edilir? diye sordular. Hz. Peygamber, “Kulun, Rabbime dua ettim de duama icabet etmedi, demesidir”
buyurur. (Tirmizî, De’avât, 13; bk. Müslim, Dua, 92)
Aynı hadisin Hâkim’in Müstedrek adlı eserindeki rivayetinde; üçüncü şık; “Ya da duası nispetinde ondan bir kötülüğü savar” şeklindedir. (Hâkim, De’avât, I, 493)