Kadının Eşine Karşı Bakımlı Olmanın Nedeni Nedir? Kadın sadece kocasına süslenmeli midir?
Birçok Müslüman hanımın evlendiklerinde kendilerine bakmamaya başladıklarını bazı evli hanımlar yalnızca dışarı çıkarken süsleniyorlar diye duymaktayız. Öncelikle kadının kocasına karşı kendini son derece temiz tutması, güzel koku sürmesi ve tertemiz elbise giymesi müstehabdır. Güzel olanı sevme ve güzel görünmeye çalışma duygusu da insanın fıtratında, yaratılış hamurunda bulunan doğal bir durumdur.
tün erkekler hanımlarının iyi giyinmelerini, kendilerine cazip görünmelerini isterler. Buna dikkat etmeyen bakımsız kadın, erkeğini iyi giyinen bakımlı kadınların etkisine terk etmiş olur. Zihni kaymalar meydana gelir. Kadının tabiî güzelliklerini koruması, pasaklı olmaması süslenmede ilk ve tabiî olan görevidir. Çünkü kadının süslenmemesine ihtiyaç olmayabilir ama pasaklı olmaması sürekli bir ihtiyaçtır. Bu, kocasını haramdan korumanın birinci şartıdır.
Ayrıca kadınların çarşı pazarda, caddelerde v.s. heryerde başkaları için süslenmeleri yerine evlerinde kocaları için süslenmeleri daha güzeldir. Kadınlar dışarda sade giyimleriyle ihtiyaçlarını gidermelidir.
Bu durumdan dolayı evde olsun kadının göbek ile diz kapağı arasını kapatması faziletlidir. Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v) şöyle buyurmuştur.
“Çıplak olmaktan sakınınız, zira yanınızda kişinin helâda bulunduğu ve hanımıyla cinsel ilişkide bulunduğu zamanın dışında sizden hiç ayrılmayanlar var.”[Tirmizi]
Bir kadın, eşiyle beraberken istediği şekilde giyinebilir. Eşler için örtünme yönünden bir sınır yoktur. Bilakis Kadının eşine güzel görünmesi süslenmesi ve açık olması mubahtır yani çok hoştur.
Allah (cc), bütün kâinatı baş döndürücü bir güzellikte yarattığı gibi bu kâinatın en câmi meyvesi olan insanı da en güzel bir surette var etmiştir Nitekim ayet-i kerimede “Biz insanı en mükemmel surette yarattık” (Tin Suresi, 95/4) buyrulmaktadır.
Allah insanı en güzel bir şekilde yarattığını bildiriyor. Yer yüzünde bütün güzelliklerin sebebi de insandır. Peygamber (as), özel hayatında taranmış, güzel giyinmiş, koku sürünmüş ve: ‘’Allah güzeldir güzeli sever’’ buyurmuştur.
İbni Abbas (r.a.) dedi ki: “Karım benim için süslendiği gibi ben de onun için süslenirim. Ondaki haklarımın tamamını almak istemiyorum ki o da bendeki haklarını tamamıyla benden istemesin. çünkü Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları bulunduğu, gibi kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır.” (Kur’an-ı Kerim, Bakara:228.)
Bir gün Telefonun öbür ucundaki ses oldukça çekingen ve ürkekti. Sanki korkarak telefon ediyor hissini veriyordu.
_ Rahatlatmak için önce ben konuştum:
– Biz her türlü soruya alışığız. Bu hayatın içinde birlikte yaşıyoruz. Meselen ne ise rahatça anlatabilirsin, ayıplama, suçlama gibi düşünceler bizim hayalimizden geçmez..
Yanılmamışım. Rahatlamış insan sesi kulağıma gelmeye başladı. Özür dileyerek girdi konuya.
– Bu benim çok özel meselem. Belki de bunu size sorma-malıydım, ama kitaplarınızı, yazılarınızı okuyunca sizi bir sır ortağı gibi yakınımda hissettim. Şahsen görmesem de itimat hissi duymaya başladım. Siz de böyle sıcak karşılayınca yanılmadığımı anladım.
– Sizi telefon masrafına boğmayayım. Hemen meselenizi sorun isterseniz..
_ Dükkanım zengin bir muhitte. Gelen müşteri bayanlar da giyim kuşamına dikkat eden bakımlı bayanlar. Onları görünce kendi kendime söyleniyorum, keşke diyorum, bizim ki de kendine böyle iyi baksa, giyim kuşamına dikkat etse, akşam beni karşılarken mutfakta yemek kokularıyla kirlenmiş bakımsız giyimle karşılamasa. Eli yüzü karışık muhatap olmasa. Yani beni gördüklerime imrendirmese. O da derli toplu, bakımlı bir giyimle, tebessümlü bir bakışla muhatap olsa.
– Sizinki derli toplu giyinmiyor mu? Tebessümle karşılamıyor mu?
_ Hayır. Bizimki tam tesettürlü bir sıkıyönetim komutanı.. -Eyvah, hanımın tesettürünü mü terk etmesini isteyeceksiniz?.
– Hayır hayır. Asla!. Tesettürlü olmasını ben de istedim. Ama tesettürlü olmak palyaço gibi giyinmek, sokağın tozunu toprağını süpürmek değildir herhalde. Öyle tesettürlü hanımlar görüyorum ki, yakıştırıyorlar doğrusu. Hatta açıklar bile imreniyor, ben de bu güzel giyimi benimseyebilirim diyebiliyorlar. Benim isteğim, tesettürü terk etmesi değil, tesettürüyle de güzel giyinmesi, beni başkalarına imrendirmeyecek bir bakımlılık içinde, güler yüzle muhatap olması. Asık suratla değil.
– Bence bunları karşı karşıya oturup sakince kendisine anlatmalıydınız.
– Anlatmaz olur muyum. Hem de defalarca anlattım. Bak hanım dedim, ben bütün gün giyim kuşamına dikkat eden bakımlı beyanlara muhatap oluyorum. Onların cazip durumlarım seninle kıyaslıyorum. Sen hep sınıfta kalıyorsun. Sana duymam gereken ilgimi bu bakımsız halinle, asık suratınla zayıflatıyorsun. Beni yemek kokularıyla dolu, yıpranmış giyim ve asık suratla karşılama. Başkalarında gördüğüm bakımı ve tebessümü sende de görmeliyim. Aradığımı sende göremeyince kalbimde gönlümde kaymalar oluyor. Ben ise bunları günah biliyor, böyle kaymalara düşmek istemiyorum.
– Hanım bunları dinliyor mu?
– Dinliyor!.
– Ne diyor bunlara karşı?
– Beni suçluyor. Sen hacca gitmeden önce böyle değildin. Hacdan sonra düzeleceğine, daha da bozuldun, utanman lazım artık, diyor.
– Gerçekten hac’dan sonra mı böyle oldun?
– Hacdan önce fakir muhitteydim. Perişan giyimli kimselerle muhatap oluyordum. Yoksul kimselerdi müşterilerim. Hac’dan gelince dükkan değiştirdim. Şimdi bu muhitteyim.
– Peki bana ne diyorsun bu durumda?
– Senin yazılarının etkisi çok. Gazeteden kesiyor, toplan-ülannda okuyorlar.
– İyi güzel de. Ben ne diyeyim, ne yazayım?. Onu söyleyin bana.
– Biliyorsunuz bütün erkekler hanımlarının iyi giyinmelerini, kendilerine cazip görünmelerini isterler. Buna dikkat etmeyen bakımsız kadın erkeğini iyi giyinen bakımlı kadınların etkisine terk etmiş olur. Zihni kaymalar meydana gelir.
– Aynı dikkat erkekler için de söz konusu değil mi? Hanımlar da beylerinin iyi giyimli, bakımlı olmalarını istemezler mi?
– İsterler elbette. Onların da haklan var şüphesiz.
– Öyle ise iki taraf ta kendilerine dikkat etmeli değil mi?
– Elbette. Ama tesettürlü hanımlar daha da dikkatli davranmalı, beylerinin dikkatini kendi üzerlerinde toplayacak bakım ve temizliğe daha da önem vermeliler, tebessümü unutmamalı. İşte bu konuda yazı istiyorum sizden.
– Öyle bir yazı nasıl yazılır şu anda bilemiyorum. Ama telefon konuşmamızı aynen aktarabilirim.
– Ben ona da razıyım. Yeter ki erkeklerin nasıl düşündüğünü öğrenme imkanı bulsunlar.
– Ne dersiniz? Bu görüşlerin düşünülecek tarafı var mı? Yoksa topyekun ret mi gerekir? Hac’dan sonra bozulmuş mu bu bey!.