Kadın hacca yalnız gidebilir mi?
Hac ibâdeti, İslâmın 5 temel esasından biridir. Hem beden, hem de mal ile yapılan bir ibadettir.Hac, şartlarını haiz olan her erkek ve kadına, ömürde bir defa olmak üzere farzdır.
Hicretin 9. yılında farz kılınmıştır. Farziyeti Kitab, Sünnet ve İcma’ ile sabit olmuştur.
Kur’ân-ı Kerîm’de haccın farziyetini bildiren âyet-i kerîme ve meâli şöyledir:
Ona (Kâ’beye) bir yol bulabilenlerin (gücü yetenlerin) Beyti hac (ve ziyaret) etmesi Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır. (Âl-i İmrân, 97).
Öncelikle bu konu mezhepler arasında farklılıklar göstersede bu ibadetleri yapması için eşlerin birbirlerine engel olmaları caiz değildir.
Hanefî ve Hanbelî mezheplerine göre bir kadına haccın farz olması için gidip gelinceye kadar yeterli maddi imkânlara sahip olması gerektiği gibi, kendisine eşlik edecek bir mahreminin bulunması da gerekir (İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 425; İbn Kudâme, el-Muğnî, V, 30-31).
Beraberinde erkeği bulunmayan bir kadının yalnız başına yolculuğu caiz görülmemiştir. Kendisine hac farz olacak kadar zengin olan böyle bir hanım, ancak kendi yerine bir bileni vekil olarak gönderir, hac görevini böyle eda etmiş olur. Kadınların mahremsiz şer’an seferi olan bir mesafeye veya hacca gidememesi, kadına karşı bir suizan değil, kadının itibarını korumaya yönelik ihtiyatî bir hükümdür.
Şafii Mezhebine göre ise yolculuk sırasmda arkadaşlık ederek yol emniyetini sağlayacak kadınlarla birlikte kadm hacca gidebilir.
Bu durumda bir Hanefi hanım farz olan haccma mutlaka kendisi gitmeyi istiyorsa Şafii mezhebinin bu hükmüne uyarak kadm arkadaşları ile hacca gidebilir.
Elbette bu imkan, ancak farz olan hac için söz konusudur. Nafile hac, yahut ta umre için böyle bir zorlamaya cevaz verilmemiştir. Çünkü nafile ibadette bir mecburiyet yoktur ki ille de bir çıkış yolu arama gereği duyulsun.
• Sadece Hac yolculuğunda geçerli olmak niyetiyle yapılacak nikah ta sahih olmaz, çünkü müddeti belli nikah caiz olmadığı gibi helal da değildir. Evlilik ancak ömür boyu niyetiyle yapılır. Belli bir müddet için değil. Şu kadarı da var ki müddet kalpde olduğu halde dille söylenmezse nikah geçerlidir.
• Kocanın hanımının hacca gitmesine engel olması caiz olmaz.
Şayet koca, bu sene imkanımız el vermiyor, gelecek sene imkan bulur birlikte gideriz, gibi meşru bir gerekçe ileri sürüyorsa buna da itibar edilip gelecek sene beklenebilir. Aile huzuru mühimdir.. Seneye tehirde günah yoktur.
• Hacda erkekler iki parçadan ibaret olan ihram giyerlerken kadınlar normal bir giyimle bunu yerine getirirler. Tesettürü zedeleyecek bir ihram söz konusu olmaz.
Aynca erkekler ihramlı iken başlarım örtemezler. Ama hanımlar da başlarım açamazlar. Örtünün farziyeti hacda da devam eder.
• Hanımlar hac boyunca okuyacakları dualarını, getirecekleri tekbir ve telbiyelerini erkelder gibi sesli olarak yapmaz, gizliliklerini hac öncesindeki gibi muhafaza ederler, seslerini yükselterek okumaya yönelmezler.
• Ayrıca, hanımlar adetli iken (ister farz isterse nafile olsun) tavaf yapamazlar, yani Mescid-i Harama adetli iken giremezler.
Bundan dolayı hac ve umre günlerinde etkili olması için bâzı hanımlar önceden ilaç alıyor, Hap yutuyor, adetlerini engelleyerek bu tavaflarını da’kolayca yapabiliyorlar bir zorluk söz konusu olmayabiliyor. Böyle bir tedbir de caizdir, mahzur söz konusu değildir.
‘ Hacda kurban kesme zorluğundan çekinen hanım baştan kurbansız hac olan (ifrat) haccına niyet ederse, kurban kesme mükellefiyetinden de kurtulmuş olur, böyle bir zorlanma ile de karşılaşmayabilir. Bunun için ihrama girerken niyet etmek gereklidir.
Evli bir kadın, kocasının iznini almadan veya yanında mahremi olmadan hac veya umreye gidebilir mi?
Dinimizde farz olan ibadetler, gerekli şartları taşıyan kadın erkek herkesin yapması gereken bireysel ibadetlerdir. Bu ibadetleri yapması için eşlerin birbirlerine engel olmaları caiz değildir. Ancak Hanefî ve Hanbelî mezheplerine göre bir kadına haccın farz olması için gidip gelinceye kadar yeterli maddi imkânlara sahip olması gerektiği gibi, kendisine eşlik edecek bir mahreminin bulunması da gerekir (İbnü’l-Hümâm, Feth, II, 425; İbn Kudâme, el-Muğnî, V, 30-31).
Şâfiîlere göre üç veya daha fazla güvenilir kadın, yanlarında eş veya mahremleri olmasa da hacca gidebilir. Mâlikî mezhebine göre ise bir kadın, güvenilir bir grup içerisinde olması hâlinde tek başına gidebilir. Ancak kadınlardan oluşan bir grup içinde olması tavsiye edilir (İbn Kudâme, el-Muğnî, V, 30-31; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 681-682; Desûkî, Hâşiye, II, 9-10).
Bu itibarla, Hanefî mezhebine göre evli bir kadının kendisiyle birlikte gideceği bir mahremi yoksa hacca gitmesi uygun değildir. Ancak kocasının iznini ve rızasını alarak güvenilir bir hac organizasyonuyla Şâfiî ve Mâlikî mezheplerini taklid edip mahremsiz olarak gitmesi mümkündür. Diğer taraftan yanında bir mahremi varsa ve diğer şartları taşıyorsa kocası, kadının farz olan hacca gitmesine engel olamaz. Buna hakkı yoktur (İbn Kudâme, el-Muğnî, V, 31). Umre farz olmadığı için, yanında mahremi olsa bile kocasının izni olmadan bir kadın umreye gidemez.