Birçok âmire ve memure kadın vardır. Erkeklerle teşrik-i mesâi edip onlarla dolaşıyor, bu hususta dinin hükmü nedir?
Dinen erkek âmir ve memur olabileceği gibi, kadın da âmire ve memûre olabilir. Ve buna büyük ihtiyaç vardır, hatta farz-ı kifâyedir. Ancak bu iki önemli şarta bağlıdır. Onlara riâyet etmek lâzımdır.
1— Erkek ile kadm, çalıştıkları müessesede karışık olmayacaktır. İffet ve namusun İslâm dininde büyük bir yeri vardır. Karışık olurlarsa meşru’ olmayan haller zuhur edebilir. Bu iki cins bir arada oturup kaldıkları, birlikte yaşadıkları takdirde birbiriyle sohbet edip arkadaşlık yapmaları kaçınılmaz olur. Şehvet ve nefsi emmârenin ne kadar dessas olduğu ve ne gibi menfi neticeler doğurabileceği malûmdur.
2— Her iki cinsin çalışma sahaları ayrı olacaktır. Yâni erkek erkeklerin, kadın da kadınların müessesesinde görev alacaktır. Meselâ kadm, kız okulunda veya kadın hastanesinde, erkek de erkek okulunda görev alacaktır. Zaruret olmadıkça aksi kesinlikle câiz değildir. Erkek ile kadının tokalaşmaları ise asla câiz değildir. Ümeyme bint Rakika şöyle diyor: “Birkaç kadınla birlikte biât etmek üzere Peygamber (sav) gittik…” Kur’ân-ı Kerîm’de zikredilen şekilde: “Allah’a şirk koşmamak..” üzere bize biât etti. Ve dedi ki: “Gücünüzün dâhilinde” biz de dedik ki; “Kendimize karşı olan şefkatımızdan ziyade Allah bize karşı şefkatlidir.” Ve dedik ki: Ey Allah’ın Resûlü, sen bizimle tokalaşıp elimizi tutmaz mısın? Peygamber (sav) cevaben buyurdu ki: “Ben kadınlarla tokalaşmam. Yüz kadına söylediğim söz, bir kadına söylediğim sözgibidir.” (12).
Hz. Aişe (ra) biât ile ilgili şöyle diyor: “Allah’a yemin olsun Peygamberin eli asla bir kadının eline değmedi. Ancak söz ile onlara biât etti” (13).
Dipnot
(12) al-Nesâî, İbn Mâce, Tirmizi
(13) Müslim