Ay hâlinde (adetli) olan bir kadın, okunan Kur’an ve mevlidi dinleyebilir mi, dualar okuyup, salâvat getirebilir mi? İçinde âyet bulunmayan dini kitapları eline alabilir mi?
İslamiyete her kadının hayız, lohusalık ve temizlik günlerini, bunların sayısını, zamanına dikkat etmesi gereken konulardır. Biliyorsunuz ki, Âdet görme, yani hayız, kadının özelliklerinden ve onu erkekten ayıran yönlerinden biridir. Adet, kadınların aylık kanamasına verilen addır. Adet olduğunuzda vücudunuz rahminizin astarını döker.
İslâm’a göre âdetli kadın; günlük hayat içerisinde yalnızca bazı ibadetleri yerine getiremez. Bunun dışında onun âdetli olması, içtimâî ve insânî ilişkilerine tesir etmez.
İslamiyet kolaylık dinidir. Kadınların bu dönemlerinde kolaylık olsun diye ibadet mükellefiyeti kalkar. Bunun illeti Allah’ın bu şekilde emretmiş olmasıdır; hikmeti ise temizlik ve kolaylık yönündendir.
Yukardaki soruya gelirsek, Âdetli olmak ya da olmamak, kadının elinde olmayan bir durumdur. Evet, bu halde olan kadın kur’an okumasa da dinleyebilir. Mevlit de dinleyebilir. Dua ve salavat okuyabilir. Hattâ namaz vakitlerinde ibadetini unutmamak için bir seccade serip üzerine diz çökerek tefekküre dalması da iyi bir hareket olarak teşvik edilir.
Âlimler, “Hayızlı kadının her namaz vakti için abdest alarak namaz yerinde o namazı kılacak kadar oturması, âdetini unutmamak için tesbih ve tehlil (Lâ ilâhe illâllâh) ile meşgul olması müstehabdır.” demişlerdir. Bir rivayette: “Bu kadına evvelce kıldığı namazların en güzelinin sevabı verilir.” buyurulmuştur.
Âdetli kadın namaz abdesti alabilir, tesbih çekebilir, günlük duâ ve zikirlerini yapabilir, Kur’ân-ı Kerîm’de geçen duâları ezberden ve besmelesiz okuyabilir. Öğretici konumundaysa Kur’ân’a el sürmeden, kelime kelime Kur’ân öğretebilir. Bunun dışında toplumsal hayatta, günlük rutin işlerini yapabilir, diş dolgusu vb. durumlar da buna dâhildir. Kesinlikle toplumdan, akıp giden hayattan tecrid edilmez, dışlanmaz, hayatını normal akışında sürdürür.
Bunun en güzel örneklerini Allah Rasûlü Efendimiz’in hayatında görmekteyiz: Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, hanımları âdetliyken onların içtikleri bardaktan su içmiş, hanımı omzuna yaslanmış hâlde Kur’ân-ı Kerîm okumuş, onlarla aynı yatakta yatmış, velhâsıl hiçbir şekilde o dönemlerinde onları incitmemiştir. Zira o dönemler, hormonal değişikliklerden dolayı hanımların daha rakîk, hassas, kırılgan oldukları dönemlerdir.