Günümüz’de özellikle sosyal medya (internette) bir çok bayanlar saçları açık şekilde veya başı açık şekilde Facebook, instagram veya twitter gibi sayfalarda resimler paylaşılmaktadır. Peki başı açık resim çektirmek caiz olabilir mi? Veya düğünde fotoğraf çektirmek günah sayılır mı? sorusunu akıllara getiriyor.
Herşeyden önce tesettürlü bir bayanın sosyal medyada fotoğraf paylaşması, takva açısından uygun değildir. Fotoğraf paylaşmak, tesettürün hikmetlerinden biri olan “namahrem nazarlardan korunma“ya zıt olan bir davranıştır. Her ne kadar tesettürünü tam yerine getirmiş olsa da kişinin yüz güzelliği ve kıyafetleri ile kişi, yabancı erkeklerin -rahatlıkla- dikkatini çekebilir. Ayrıca bu fotoğrafların, çoğunlukla kişinin en güzel ve en alımlı olduğu fotoğraflar olduğunu varsaydığımızda yabancı erkeklerin nazarlarından sakınmaktan ziyade daha çok dikkat çekebilir.
Sosyal medyada fotoğraf paylaşmak demek bir manada “insanlara kendini göstermek” demektir, tesettürlü bir bayanın asıl amacı ise “kendini, güzelliğini namahremlere karşı örtmek, korumak ve haya etmek”tir. Bu iki davranışın birbirinden farklı olduğu çok açıktır.
Şayet başı açık resim verilmeyince işi sürüncemede bırakıyor, istenen evrakı vermiyorlarsa hakkın zayi olmaması için zorla istenen açık resim çektirilerek verilir; gerekli evrak, kimlik veya pasaport alınma yoluna gidilebilir.
Bazı resmi işlerimizi yürütmek için yaptığımız mü-racaatlarda hanımlardan başı açık vesikalık resim istiyorlar. Vermezsek işimiz olmuyor. İstediğimiz kimlik, vesika veya pasaportu alamıyoruz. Başı açık resim çektirmek de caiz olmaz diyorlar. Bir çıkış yolu yok mu bunun?
Efendim, bütün medeni ülkelerde insanların istedikleri şekilde resim çektirme haklan vardır. Buna kimsenin mani olmaması gerekir. İlle de başı açık resim çektireceksin diye bir dayatma artık olmamalıdır. Buna haklan yoktur açık resimde ısrar edenlerin.
Bununla beraber şayet açık resim verilmeyince işi sürüncemede bırakıyor, istenen evrakı vermiyorlarsa hakkın zayi olmaması için zorlanan açık resim çektirilerek verilip evrak, kimlik veya pasaport alınma yoluna gidilebilir. Çünkü “Zaruretler mahzurları mubah kılar” kaidesinden bu izni çıkarmak mümkün olur.
Zaten resim de insanın canlısını teşkil etmez. Resmin sahibinin açık duruyor hali olarak kabul edilmez. Resim insanın canlı aslı değildir.
Ancak mümkün olsa da başı açık resmi, erkek değil de bir kadm çekse, böylece mahzur hiç söz konusu olmasa.
Şu kadarı da vardır ki, günümüzde teknik gelişmiştir. Bilgisayar çalışmasıyla kapalı resme açık görüntüsü vermek de mümkün olmakta, bu da bir çare olarak görünmektedir.
Bu konuda (Prof. Dr. Hamdi Döndüren) değerli eseri (Aile İlmihali’) nde şöyle demektedir:
– “Kadının, din ve vicdan özgürlüğüne saygı duyulan bir beldede örtülü resim vererek istediği belgenin düzenlenmesini isteme hakkı vardır. Ancak kadm açık resim vermedikçe belirtilen belgeyi alamayacağını anlarsa, açık fotoğraf verebilir. Bu durum İslamm terbiye ve edebine uygun olmasa da fotoğraf, gerçek bedeni temsil etmez. Ancak açık resmi bayan fotoğrafçıya çektirmesi de ayrıca gerekir.” (Şayet böyle bir bayan fotoğrafçı varsa tabii ki.)
Ayrıca geçmişte açık olup tesettüre giren kadının, geçmişte çekilmiş olan resimlerinin durumu nedir?
İnsanın geçmişiyle alakalı en önemli ilkesi, ölmeden önce hata olan şeyleri imha etmesi olmalıdır. Bir bayanın resimlerine de bu ilkeden bakmamız gerekir. Kesinlikle imha etmek zorundadır. Ne var ki Allah Teâlâ, kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez. Kadın, tövbe ve istiğfar ettikten sonra elinden geldiği kadar da imha etmek için uğraşır da beceremezse biiznillah sorumlu olmaz.