Nitekim nice erkek, kalbi, okuldaki veya işyerindeki kız arkadaşına tutulmasından dolayı evini ihmâl etmiş ve âilesininin yok olmasına sebep olmuştur. Nice kadın da aynı sebepten dolayı kocasını kaybetmiş ve âilesini ihmal etmiştir. Erkek ve kadının konuşma ve birbirine muhatap olma durumunda bakışlarını kontrol altında tutmaları gerekir. Bir mü’min, karşı cinsin bakılması yasaklanan yerlerine bakamaz ve bakışını ihtiyaç dışında uzatamaz. Kadınlar zaruret olmadıkça namahrem erkeklerle konuşamaz.
Ahzab Suresi 32. Ayet Meali : Ey Peygamber’in hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz. Eğer Allah’a karşı gelmekten sakınıyorsanız (erkeklerle konuşurken) sözü yumuşak bir eda ile söylemeyin ki kalbinde hastalık (kötü niyet) olan kimse ümide kapılmasın. Güzel (ve doğru) söz söyleyin.
Ayetle anlatılmak istenen husus kısaca şöyledir: “Ey Mü’mine kadınlar! Size mahrem olmayan yabancı erkeklerle konuşmanız icap ettiği zaman onlara tatlı ve latif sözlerle konuşmayın. Eğer böyle yaparsanız kalplerinde kötülük olanlar, sizin hakkınızda tama’a düşünebilirler. Onların fitneye düşmeyeceği şekilde ağırbaşlı ve sert bir eda ile konuşun.”
Burada kadının konuşmasına ölçü getirilmesi kadının hakkını sınırlamak değil, yabancı olduğu için kendisinden emin olunamayan kişinin muhtemel kötülüklerinden ya da kötü düşüncelerinden kadını korumaktır.
Yüce Allah (c.c.) bu ayette Resûlullah’ın zevcelerine ve mü’mine kadınlara masiyete düşmelerini ve masiyete giden yolları da yasaklamıştır. Çünkü sebebi gösterilen bir şeyde onun hükmü de vardır. Yani bir günahı işlemek nasıl haram ise ona giden sebepler de öylece haramdır.