İnsan ruhunun sevgi ve nefret gibi duyularının merkezi olan yere de kalb denilmiştir. Bu nedenle Kalbi öldürmemek için okunacak dua veya yapılacaklar vardır. Çümkü Hz Peygamberimiz Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda küçük bir et parçası vardır. Eğer bu et parçası iyi olursa, bütün vücut iyi olur; bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası kalbdir.” (Buhârî, Îmân 39; Müslim, Müsâkât 107, 108)
Her ne kadar kalp denilince ilk bakışta kanı toplayıp bütün vücuda pompalayan organ akla gelse de Kur’ân-ı Kerîm ve hadislerde kalbin, şuur, vicdan, idrak, duygu, akıl ve irade gücünün merkezi, bütün sezgi ve duygularımızın ve nihayet düşünme gücümüzün kaynağı oluşuna vurgu yapılır. Maddî hayatımızın merkezî organı kalp, mânevî hayatımıza da yön veren bir kaynaktır. İşte, her türlü manevi faaliyetin merkezi kalp olduğundan, Allah insanları kalplerindekine göre sorumlu tutacağından, insan zaman zaman imana da küfre de, fıska da nifaka da sapabileceğinden dolayı, kalbe kalb denmiştir.
Kalbini öldürmemek için şu duâyı okumalıdır. Bu duâ, Resûlullahın tavsiye eylediği bir duâdır.
TÜRKÇE OKUNUŞU : “Yâ hayyü yâ kayyûm yâ bedîassemâvâti vel erdi yâ zel celâli vel ik-râm, yâ lâilâhe illâ ente-es’elüke en tuhyiye kalbî bi-nû-ri marifetike yâ Allahü yâ Allahü yâ Allah celle celâ-lüh.” Bunu sabah namazından sonra okumalıdır.
Sultan-ı Enbiyâ’nın ölüm zamanında dahî okuduğu duâ: “Sübhânellahi ve bi hamdihi estağfirullahe ve etû-bü ileyh.”
îmanm zayıf olmaması, yani dâim kendinde kalıp, o-nunla beraber Allahü teâlânm huzuruna çıkmak için, şu duâyı günde kırk defa okumalıdır:
Türkçe okunuşu : “Yâ hayyü yâ kayyûm yâ zelcelâli vel ikrâm, yâ lâ ilâhe illâ ente.”
Sürekli günah işleyen insanın kalbi kararır, ruhundaki isimler silinir ve sonunda kalb, Kur’ân’ın diliyle “taşlaşmış” (Bakara, 2/74), “mühürlenmiş” (Mü’min, 40/35), “kılıflanmış, üzerine ağırlıklar konmuş…” hale gelir. Böyle bir kalbe sahip olan insan, Kur’ân’ın diliyle ‘ölmüş’ insandır; “sağır, kör ve dilsiz” insandır; çünkü, yine Kur’ân’ın ifadesiyle “Kör olan, gözler değil, göğüslerdeki kalblerdir.” (Hacc, 22/46).