Kefaret orucu nedir hangi durumlarda tutulur?
Onbir ayın sultanı Ramazan ayında iyilik yapmak ve ibadetlerimizi yerine getirmek büyük önem taşır. Kur’an-ı Kerim’de Ramazan ayında Müslümanların oruç tutmaları farz kılınmıştır. Kur’ân-ı Kerim’de oruç, gün olarak değil, ay olarak farz kılınmıştır. Ramazan ayında oruç tutmamak büyük bir güahtır. Bu ayda oruç tutmayan kişi öncelikle tövbe etmeli ve tutmadığı günler sayısınca kaza orucu tutmalıdır.
İslâm’ın beş temel şartından biri olan oruç ibadetini yerine getirmekte zorlanan kimselere bir dizi kolaylık ve ruhsat getirilmiş, ayrıca kasten oruç tutmayan veya başladığı orucu meşru bir mazerete binaen bozan kimseye de tutulmayan orucu kaza etmesi imkânı tanınmıştır.
Kefaret veya keffaret, Arapça olup örtmek, arınmak manasındadır. Buna göre keffaret, işlenen bir günahın bağışlatılması, örtülmesi için şer-î olarak verilen sadaka veya tutulan oruç demektir.
Ramazan-ı şerifte oruç niyetini getirip özürsüz olarak kasden orucu bozmakla keffaret lâzım gelir. Yani -varsa bir köleyi hürriyete kavuşturmak, imkân yoksa ara vermeden iki ay oruç tutmak, buna da gücü yetmezse altmış fakire yemek yedirmektir. Ama niyet getirmeden orucu yemek kazadan başka bir şey gerektirmez.
Şâfiî mezhebinde Ramazan-ı Şerifte oruçlu olan kimse cinsî münasebette bulunduğu takdirde kendisine keffaret lâzım gelir. Yemek yemek ve su içmekle keffaret söz konusu değildir. Sadece gününe gün kaza etmek lâzım gelir.