İslâm dîni Allah’ın indirdiği bütün İlâhî Kitablara inanmayı emreder. Doğru ve kâmil bir imanın üçüncü şartı, Allah’ın kitaplarına inanmaktır. Ayet-i kerimede müttakîler için:
” Ve onlar ki hem sana indirilene iman ederler hem senden evvel indirilene, ahırete yakini de bunlar edinirler.” [Bakara suresi 4 ayet] Allah Teâlâ insanlara gönderdiği Peygamberlerin bir kısmına, birer de kitab indirmiştir. Kur’an, en son İlâhî Kitabdır. Son Peygamber Hz. Muhammed’e (asm) indirilmiştir. Kur’an’da çeşitli peygamberlerden bahsedilmekte ve bu peygamberlerden bâzılarına kitablar verildiği anlatılmaktadır. Yani kitaplara iman kısaca Allahü Teâlâ tarafından indirilen Kitap ve Sayfalara inanmakla olur. Ancak; Ehl-i Kitâb’-ın elinde bulunan kitaplar, tahrîf edilip değiştirilmiş, Allahü Teâlâ’nın Kitâb’ı olmaktan çıkmıştır. Bunun için insanlığın yegâne Mukaddes Kitâb’ı Kur’ân-ı Kerîm’dir. Suhuflar hakkında fazla bir bilgi olmamakla birlikte dört büyük kitapla ilgili olarak Kur’an-ı kerimde açık beyanlar vardır.
Tevrat, Musa aleyhisselama,
Zebur, Davud aleyhisselama,
İncil, İsa aleyhisselama,
Kur’ an-ı kerim, Peygamber efendimiz Muhammed aleyhisselama.
Biz Müslümanlar, Hz. Mûsâ, Hz. Dâvud ve Hz. İsâ aleyhimüsselâm’a Tevrat, Zebûr ve İncil adını taşıyan İlâhî kitablar gönderildiğine ve bu kitabların hak ve tevhid dînine aykırı hiçbir hüküm taşımadığına inanırız. Fakat ne var ki, bu kitablar sonradan muhafaza edilemeyerek asılları kaybolmuştur. Bir müslüman olarak Kur’an’a karşı ilk vazifemiz, onun ve ihtiva ettiği hakikatların hak olduğunu tasdik etmektir.
Ayrıca hem Hz Rasulullah (s.a.v.) Efendimize indirilen Kur’an-ı kerime, hem de önceki peygamberlere indirilen Zebur, Tevrat, İncil ve suhuflara inanmak şarttır.