Hukukî, iktisadî ve sosyal bakımlardan hür insanlardan farklı ve aşağı statüde kabul edilen kimse. Bu statüde bulunan erkeğe “köle”, kadına ise “câriye” denir.
Bir kişi her hangi bir şekilde bir köle ve yâ câriyeye mâlik ise, memlekette çoğunlukla geçerli olan yiyecek ve giyeceğinden yedirip giydirmesi vâcibtir.
Köleliğin tarihi çok eskilere uzanır. Eski Mısır ve Yakın Doğu’da savaş esiri kölelerle, komşu kabile veya kavimlerden kaçırılan insanlar, babaları veya başka yakınları tarafından köle diye satılan çocuklar ve borçlarına veya işledikleri bazı suçlarına karşılık köle statüsüne geçirilen insanlar büyük bir sayıya ulaşmaktadır. İslâm’ın çıkışı sırasında Arap Yarımadası’nda ve Hicaz yöresinde kölelik uygulamasının varlığı bilinmektedir.
Kölelik sistemini sanki İslamiyet kurmuş gibi, bazıları dinimizi kötülüyorlar. Kölelik asırlardır olan bir şeydir. İslamiyet’in bu husustaki hükümleri, Yunan ve Roma’da görülen kölelikten çok farklıdır. Hem de, her fırsatta kölelerin azledilmesini ve kölelere iyi muamele edilmesini emretmektedir.