Şâfiî olan bir manifaturacı kendisinden elbise isteyen bir fakire yanında bulunan kumaştan zekât verebilir mi?
İhtiyaç sahiplerine yardım etmek; fakir, miskin, borçlu, yolda kalmış yolcu gibi zayıf insanların elinden tutmak zekâtın hedefleri arasındadır. Zekât hesaplanırken ödenmesi gereken, çek, fatura ve diğer borçlar çıkarılııp, kalan malların ve nakitlerin kırkta bir oranında zekâtı verilir.
Her ne kadar Şâfiî mezhebine göre kumaş zekât olarak verilmez ise de Hanefî mezhebini taklid etmek suretiyle kumaşı zekât olarak çıkarmakta bir beis yoktur (17).
Ticaret malının zekâtı, malın değeri üzerinden para olarak verilebileceği gibi, malın kendi cinsinden de verilebilir. Meselâ, kumaş ticareti yapan bir kimse malının zekâtını para olarak verebileceği gibi, kumaş olarak da verebilir. Bunda fakirin ihtiyacını göz önünde bulundurmakta fayda vardır. Hangisi fakirin işine yarayacaksa o tercih edilir.
Ticaret mallarının zekâtı hesap edilirken borçlar düşülür, kalan meblağ zekâta tâbi kılınır.
(17) el-Fetavâ el-Kübrâ Li İbn Hacer, c. 2, s. 47