Kurban Bayramı’nda akla ilk gelen kurbanlıklarımızdır. Kurban ibadeti, İslam toplumlarının şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri devam ede gelmektedir. Bu nedenle Kurban Allah’a yakınlık sağlamaya vesile olan şey anlamındadır. Peygamber Efendimiz pek çok hadislerinde kurban kesmenin sevap ve faziletlerine, yani bize bu dünyada ve ahiret âleminde kazandıracağı mükâfatlara işaret eder.
Fakir bir kimse, Allah’a yaklaşmak ve kurban sevabına nail olmak maksadıyla bayram günü kestiği kurban etinden yiyebilir.
Şâfiî mezhebine göre kurban nezir edilmezse sünnet olduğu için kesilen kurbandan yiyebilir. Yememesi söz konusu değildir.
Hanefî mezhebinde ise racih kavle göre kurban zengine va-cib de olsa ondan yiyebilir. Fakire de zengine de ikram etmesinde bir beis yoktur. Fakat kurban, fakir olan kimseye vacib olmazsa da kurban için bir davar saün aldığı takdirde kendisine de vacib olur. Ondan yiyip yememesi hususunda ihtilâf vardır. El-Kazî Bedî’ ed-Din’e göre yemesinde beis yoktur. El-Kâzi Bürhâneddin’e göre ondan yemesi caiz değildir. Yalnız kurban nezr edilmişse nâzınn fakir olsun, zengin olsun ondan yemesi caiz olmadığı gibi usûl fürû’u ve eşi de ondan yemesi haramdır. Ve sadece fakir kimselere verilmesi gerekir. Nisaba malik olan kimselere verilemez. (İbn Abidin, c. 5, s. 208)
Ancak nezir ederken kendisi ve aile fertleri ondan yemek şartını koşmuşsa ondan yiyebilirler. Zengin olan kimse kurban günlerinde bir kurban nezreder. Fakat gayesi zengin olduğu için zimmetinde vacib olan kurban ise hakiki nezir sayılmaz. Ondan yiyebildiği için, zenginlere de yedirebilir (İbn Abidin, c. 5, s. 204).