Arefe günü içimizde ayn bir zevk ve heyecan hissederiz. Namazlarımızın arkasından okumaya başladığımız tekbirlerimiz bu heyecanımızı canlandıran bir başkalık verir bizlere. Kurban bayramına girerken Kurban bayramına has bir sünnet olan teşrik tekbirleri arefe günü sabah namazı ile birlikte başlıyor. Teşrik tekbirini Hanefi mezhebine göre vacip, Şâfiî ve Hanbelî mezheplerine göre sünnet, Mâlikî mezhebine göre ise müstehaptır.
Kurban Bayramının ilk gününe “yevm-i nahr”, diğer üç güne ise “eyyâmü’t-teşrîk (teşrîk günleri)” denir. Teşrik tekbirleri fakîhlerin çoğuna göre, namaz kılmakla mükellef herkes için vâcibtir. Sünnettir diyenler de vardır.
Arefe günü içimizde ayn bir zevk ve heyecan hissederiz. Namazlarımızın arkasından okumaya başladığımız tekbirlerimiz bu heyecanımızı canlandıran bir başkalık verir bizlere. Teşrîk tekbirlerinin başlangıcı Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban etme olayına kadar uzanır.
Teşrik tekbirleri, Kurban Bayramından bir gün önce yani arefe günü sabah namazında farzın selâmını verdikten sonra başlar ve bayramın dördüncü günü ikindi namazının sonuna kadar devam eder. Böylece (23) farz namazın arkasında tekbirlerimizi alır, bir vâcibi ifâ etmiş olmanın huzurunu duyarız.
Tekbirlerin yirmi üç vakit okunması Ebû Yusuf ile İmam Muhammed’e göredir. Fetvâ da buna göre verilmiştir. Ebû Hanîfe’ye göre, teşrîk tekbirleri arefe günü sabah vaktinden, bayramın ilk günü ikindi vaktine kadar olan sekiz vakit farz namazlarının arkasından getirilir.
Bu bakımdan namaz sonralarında getirilen teşrik tekbirleri sebebiyle “teşrik günleri” olarak adlandırılan bayram günlerinde yemek, içmek, neşelenmek, sevincini açıkça göstermek ve etrafındakilere, bilhassa çocuklara maddi-manevi ikramlarda bulunmak sünnettir.
Bu tekbirler, hem erkek, hem de kadına; hem misafir, hem de mukime vâcib olduğu gibi köylü ile şehirliye de aynı şekilde vâcibtir. Bundan müstesna kalan kimse yoktur.
Bu itibarla, hepimiz Kurban Bayramından bir gün önce, yani arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazının sonuna kadar her farz namazından sonra birer defa tekbir getirir, günlük meşguliyetlerimizin bu vâcibi unutturmamasına dikkat ederiz.
Tekbirlerimizi aslına uygun olarak şöyle almaktayız:
– Allahü Ekber, Allahü Ekber, Lâ ilâhe illâllahü, vallahü Ekber, Allahü Ekber ve lillâhil hamd.