İslamiyet kolaylık dinidir. Kadınların bu dönemlerinde kolaylık olsun diye ibadet mükellefiyeti kalkar. Bu yasaklar, kadın çocuk dünyaya getirdikten sonra gelen akıntı günlerinde de vâki olur, aynen devam eder. Buna da NİFAS hâli denir. Bunun müddeti de kırk gündür. Kırk günden sonra hâlen akıntı geliyorsa bu lohusalık kanaması değil özür kanı sayıldığından hükmü olmaz, birşey gerektirmez, gusledip ibadete başlanır.
Hz. Peygamber (asm), Fâtıma binti Ebî Hubeyş’e,
“Hayız gördüğün zaman namazı bırak ve hayız hâlin sona erince, kanı temizleyerek guslet ve namaz kıl.”
Ayrıca hayızlı ve nifaslı kadınların bu durumları son bulunca yıkanmaları lazım geldiğini bildiren pek çok hadis vardır. Bu ayetin tefsirlerine ve hadis kaynaklarında belirtilmiştir. Gerek ay hâli, gerekse lohusalıkta gelen kanama hali sona erince kadın derhal yıkanıp, gusülsüzlükten çıkar. Böylece normal ibadet hayatına başlar. Ay hâli ve lohusalık günlerinde geçen namazlarını kazâ etmez.
Âdetli kadın, kılamadığı namazı kaza etmez, orucu ise kaza etmesi gerekir. Hz. Âişe şöyle demiştir:
“Biz Rasûlullah (asm) devrinde âdet görüyorduk. Namazı kaza etmekle emrolunmadığımız halde, tutamadığımız orucu kaza etmekle emrolunuyorduk.” (Buhârî, Hayz, 20; Ebfı Dâvud Tahâre,104; Tirmizî, Savm, 67; Nesaî, Hayz,17; Siyâm, 64).
Bildiğiniz gibi her şeyin sahibi Allah’tır. İsterse ibadeti emreder, isterse kaldırır. Rabbimiz onlara merhameten bu günlerdeki namazlarını bağışlamıştır. Sadece oruçlarını tutarlar. Gününe gün olarak kazâ ederler.