İslam dini temizlik dinidir. Biliyorsunuz ki kişi namaz kıldığında eğer necaset bulaşmışsa ki bu eğer ağır Necaset diğer bir adı (Necaset-i Galîza), pis olduğundan dolayı namaz kılınmaz. Bu nedenle de nerede olursa olsun necasetin giderilmesini ister. Hafif necâsetlerde ölçü, pisliğin, bulaştığı elbisenin veya uzvun dörtte birisini kaplamasıdır. Miktar dörtte birden az olursa, namaza mâni olmaz; çok olursa, namazın sıhhatine mânidir. Yıkamak farz olur.
Bu gün sizler için necis olmayan şeyler hakkında bir konu derledik. Vücûd veyâ elbiseye bulaşan az kan ve az irin; kezâ sivrisinek, sinek ve karınca gibi akıcı kanı bulunmayan hayvanlar yiyeceklere düşüp öldüklerinde mahzûrlu sayılmazlar. Bütün necâsetlerden gözün göremeyeceği kadar az miktarı, korunması zor olan sokakların çamuru ve pis suyun damlacıkları da aynı şekilde mahzûrsuz görülmüştür.
Ancak, ibâdete mâni olmayacak miktarda da olsa, galiz ve hafif her türlü necâsetten temizlenmek takvâya uygun bir davranış olur. Bu bakımdan ister necâsetin galiz kısmından, isterse de hafif cinsinden olsun, kirlenen yerleri imkânımızın müsaadesi nisbetinde temizlemeye çalışır, her ne kadar namaza mâni olmayacak miktarda olsa da, yine tertemiz bir beden ve elbise ile ibadet etmeyi ihmal etmeyin.
Hanbelîler: Hükmî necaseti, temiz olan bir mahalle sonradan gelen bir necaset olarak tanımlamışlardır. Bu, cismi olan ve olmayan necasetleri de kapsamına alır. Hakîkî necasete gelince bu, zâtı itibariyle pis olan şeydir.
Şafiiler dediler ki: “Hakikî necâset´i; cismi, tadı, rengi ve kokusu olan necaset olarak tanımlamışlardır. Ki onlara göre bundan maksat, aslı itibâriyle pis olan şeydir. “Hükmî necaset” ise cismi, rengi, tadı ve kokusu olmayan necasettir. Kuruyup da niteliği anlaşılamayan sidik gibi… Bu, “Hükmî necaset” kabilindendir.
Malikiler dediler ki: “Aynî necaset”, bizzat necis olan şeylerdir. “Hükmî necaset” ise, “Aynî necasetsin yerleştiği yere hükmolunan eseridir.
Hanefiler dediler ki: “Hükmî necaset”, büyük ve küçük hades hâlidir. Bu, şer´î bir nitelik olup bedenin tümüne veya bir kısmına vâki olan bir hâldir. “Hakikî necaset” ise pisliğin tâ kendisidir. Ki bunlar da şer´an pis ve murdar olan şeylerdir.