Mina duası arapçası ve okunuşu ile beraber anlamını’da derledik.
Mina; aşırı istek, arzu demektir. Mekke-i mükerremenin doğusundaki dağların eteğinden Arafât’a giden yol üzerinde bulunan yer. Hac ibâdeti esnâsında kurban kesmek ve cemre (şeytan) taşlamak için buraya gidilir. Mina, Hz. İbrahim ile oğlu İsmail’in Allah’a olan bağlılığının sınandığı yerdir. Bu sınavda Hz. İbrahim, kendisine verilen biricik oğlunu Allah için kurban etmek, İsmail ise bu uğurda canını vermek gibi çok ciddi bir sınavdan geçmişlerdir.
Şafakla beraber Müzdelife’den ayrılarak, Mina’ya yönelinir; yolda telbiye, zikir ve dualarla yola devam edilir. Mümkün mertebe telbiyeyi bol bol yapmalı, çünkü artık telbiye yapmanın sonuna gelinmiştir. Hac ömürde bir defa farz olduğu için bir daha böyle bir imkân ele geçmeyebilir.
Okunuşu: “Elhamdulillahillezî belleğenîhâ sâlimen muâfen. Allahumme hâzihi Minâ, kad eteytühâ, ve ene abdike, ve ibnü abdike es’elüke en temünne aleyhi bimâ menente bihi alâ evliyîke, ve en tusliha hâlî fil âhirati ved dünyâ, Allahumme innî eûzü bike minel hiramâmni vel musibete fî dînî ve dünyâye yâ erhamerrahimîn. Allahumme inneke tesmeu kelâmî ve terâ mekânî ve ta’lemü serrî ve alâniyetî, velâ yehfiyâ aleyke şey’un min emrî, ve enel bâisul fekiru, elmüsteğîsul müstecîru, vel vecilül müşfikul mukarril mü’terifü ileyke bizünûbihi, es’elüke mes’eletel miskîni, vebtehilü ileyke ebtihâlül müznibiz zelîli, ved’ûke duael hâifid darîri, duae men hadaet leke rakabetuhu ve zelle leke cismuhu, ve rağime leke enfuhu. Allahumme innî es’elükel hüdâ vet tukâ vel afâfe vel ğınâ. Lâ ilâhe illâ ente sübhâneke, lâ ilâhe illallahul azîmül halîmu, lâ ilâhe illallahu rabbül arşil azîm, Lâ ilâhe illallahu Rabbussemâvâti ve Rabbul ardi ve Rabbul arşi.”
Meali: Beni buraya sağ salim ulaştıran yüce Allah’a hamd olsun. Allah’ım, burası Mina; ben Senin emrinle buraya geldim. Çünkü ben Senin kulunum ve kullarından birinin çocuğuyum. Senden dilediğim, velî kullarına ihsan ettiğin nimetleri bana da ihsan etmen, dünya ve ahirette hâlimi düzeltmendir. Ey merhametlilerin en merhametlisi Allah’ım; din ve dünyamla ilgili her türlü mahrumiyet ve musibetlerden Sana sığınırım.
Allah’ım, sözümü duyuyor, yerimi görüyorsun. Gizli, aşikâr her hâlimi biliyorsun. Sana gizli kalan hiç bir işim yok. Ben yardım ve kurtuluş dileyen, korkudan titreyerek gühahlarını ikrar ve itiraf eden zavallı bir yoksulum. Zavallı bir kul olarak Sana yalvarıyor, boynu bükük bir âciz olarak Sana sığınıyor, huzurunda zilletle eğilmiş bir biçare olarak Sana niyaz ediyorum. Allah’ım, Senden hidayet, takva, iffet ve gönül zenginliği istiyorum. Senden başka kullukta bulunulacak bir ilâh yok, yalnız Sen varsın, bütün noksan sıfatlardan uzaksın. Sonsuz kudret ve azamet sahibi ve Halîm olan Allah’tan başka hiç bir ilâh yoktur. Arş-ı Azîm’in Rabbi olan yüce Allah’tan başka hiç bir ilâh yoktur. Göklerin, yerin ve arş-ı kerîmin Rabbi yüce Allah’tan başka ibadet ve kulluğa lâyık hiç bir ilâh yoktur.