Peygamber (sav)’in mîrâc gecesinde semalara çıkıp Cenâb-ı Allah’ın ru’yetiyle müşerref olduğuna inanıyoruz. Bunun manası; Cenab-ı Allah’ın yerinin sema olduğu lazım gelmez mi?
Sidretü’l-Münteha’dan ileriye geçerek zaman, mekân ve cihetin olmadığı ifade edilen katta Yüce Allah azze ve celle ile aracısız görüşmüştür. Bu gecede Peygamberimiz bir mucize olarak Mekke’deki Mescid-i Haram’dan, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya ve oradan da göklerin İlahi derinliklerine doğru yükselip Cebrail’in bile giremediği Sidretül Münteha’yı geçerek ruhen ve bedenen Cenab-ı Hakk’ın huzuruna çıkmıştır. Bu olaya miraç ya da göğe çıkış denir.
Ehl-i sünnet ve’l-Cemaatın itikadına göre, Hz. Peygamber (sav) mîrac gecesinde Cenab-ı Allah’ın ru’yetiyle müşerref olmuştur. Ama bunun manası, “Allah Teâlâı’nın yeri semâdır” demek değildir. Belki Hz. Muhammed (sav) semada iken Cenab-ı Allah kendisine tecelli etti. Cenab-ı Allah isteseydi Peygamber (sav) yeryüzünde iken de kendisine tecellî edebilirdi. Ama hikmet, semada olduğu bir sırada tecellî etmek idi.