Her insanın hayatta gerçekleşmesi için bir muradı vardır. Bu nedenle muradına erdiren bir dua ile Allah’a ellerinizi açıp aşağıdaki hazırladığımız dua ile istekte bulunabilirsiniz. Öncelikle murat duasını yapmadan önce yapılması gereken bazı hal ve hareketleri açıklayalım inşaallah.
Öncelikle dua etmek istediğiniz güzel bir abdest alın. Sonra bol bol istiğfada bulunun sonra Hz Peygamberimize salavat getirin. Ayrıca dua ederken zaman seçimine de dikkat edilmelidir. Dua her zaman yapılabilirse de bazı vakitlerde yapılması, duanın daha çabuk kabul edilmesini sağlar. Bu vakitlerden birisi seher vaktidir. Allah Teala, geceleri dua, ibadet ve istiğfar ile meşgul olanları Kur’an-ı Kerim’de övüyor ve şöyle buyuruyor:
“Onlar, geceleri az uyuyanlardı. Seher vakitlerinde bağışlanma dilerlerdi.” (Zariyat, 51/15-18)
Peygamberimiz (asm)’e “Ey Allah’ın Rasulü, hangi dua daha makbuldür?” diye sorulunca, “Gece yarısı ve farz namazlardan sonra yapılan duadır.” cevabını vermiştir.” (Tirmizi, Deavat, 79)
Bu nedenle muradına ermek için yapılan bir dua mesela “Ya Rabbi, filan yere sağ sâlim gidip gelmek nasib eyle, filan sıkıntıdan beni kurtar gibi duâ ettikten sonra, “Bu duâmı silsi-le-i aliyye büyükleri hürmetine kabul eyle.” demelidir!
Gözleri görmeyen bir adam Hz. Peygambere (asm) geldi ve:
– Ya Rasulallah, dua edin de gözlerim iyi olsun, dedi. Bunun üzerine Efendimiz (asm):
– İstersen dua edeyim, istersen sabret. Ama sabretmen senin için daha hayırlıdır, buyurdu.
Adam, görmüyor olmanın kendisine çok ağır geldiğini ve açılması için dua etmesini istedi. O zaman Hz. Peygamber (asm) şöyle buyurdu:
– Öyleyse git, güzel bir abdest al, iki rekât namaz kıl, sonra şöyle dua et: “Ya Rabbi, ben senden diliyorum. Rahmet Peygamber’i ile sana yöneliyorum. Ya Muhammed! Ben seninle Rabbine yöneliyorum, istiyorum ki bu yönelişim sebebiyle gözlerim açılsın. Ya Rabbi! O’nun şefaatini benim hakkımda kabul eyle ve benim de kendim için yaptığım duayı kabul et.”
Osman b. Huneyf r.a. şöyle diyor:
“Bu zat gitti, biz daha Rasulullah (asm)’ın huzurundan ayrılmamıştık ki tekrar adam geldi. Gözleri iyileşmişti.” (Tirmizî, Deavât, 119; İbn Mâce, İkâme, 189; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/138; Hâkim, el-Müstedrek, 1/526; Heysemî, ez-Zevâid, 2/279)
Bu duâyı müslümanlar, her zaman okumuşlar ve maksatlarına kavuşmuşlardır. Ancak, namaz kılmıyan, haram işliyen ve kalbi gafil olan ettiği duâdan tam netice alamaz. Ehl-i sünnet itikadında olmıyanın okuması faide vermez. Hakk Teâlâ, herşeyi bir sebep ile yaratmaktadır. Bir şeye kavuşmak isteyen, o şeyin sebebine yapışmalıdır. Rabb’i-miz, insana sıhhat, şifa vermek için, duâ etmeyi, sadaka vermeyi ve ilaç kullanmayı sebep yapmıştır.