Müslüman olan bir kimse bir gayri müslimi yıkayabilir mi?
Müslüman için Cenazeyi yıkamak farz-ı kifâyedir. Çünkü Ölüyü yıkamak, dirilerin üzerine vacip olan bir haktır. Müslüman bir kimsenin Müslüman olmayan bir kimsenin cenaze merasimine katılması caizdir. Hz. Ali`nin babası olan Ebu Talip her ne kadar Peygamber`e (sav) yardım etti ise de Müslüman olmamıştı. Öldüğünde Hz. Peygamber (sav) Hz. Ali`ye onun defn ve tekfin işlerini tedvir etmek için emir buyurdu.
Müslüman olan bir kimsenin bir gayr-i müslimi yıkaması caiz değildir. Hz. Ali, babası ölünce Peygambere (sav) ‘Yaşlı ve sapık amcan öldü” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) kendisine: “Git babanı toprağa ver, bana dönünceye kadar da bir şey konuşma” buyurdu. Hz. Ali diyor ki: “Ben de gidip onu toprağa verdim ve Peygambere döndüm. Bunun üzerine Peygamber (sav) bana yıkanmamı emretti, ben de yıkandım. Sonra Resûlüllah bana duâ etti” (Ahmed, Ebû Dâvûd, Nesâi ve Beyhakî rivâyet etmişlerdir.) Görüldüğü gibi Hz. Ali (ra) babasını yıkamadı ve yıkaması söz konusu olmadı.
Müslüman olsun gayrimüslim olsun bir cenaze ile ilgili hizmetleri ikiye ayırmak gerekir:
a) Yıkamak, kefenlemek, namazını kılmak veya ayinini yapmak, kabre taşımak, kabirde gerekli bulunan dini merasim ve duayı yapmak gibi ya sırf ibadet veya ibadetle karışık olan, ibadet tarafı da bulunan işlemler.
b) Kabri kazmak, tabutu hazırlamak, cenaze için gerekli olan malzemeyi temin etmek (üretmek, alıp satmak, taşımak, uygulamak vb.) gibi ibadetle ilgisi bulunmayan hizmetler ve işler.
Bunlardan birincisini, kaide olarak her ölünün kendi dininden olanlar maddi bir karşılık beklemeden yapmalıdırlar. Bu hizmetleri bedelsiz yapanlar bulunmadığında, ücret karşılığında veya ücretli ve maaşlı kimselerin yapmaları da caiz görülmüştür.
İkinci kısma giren hizmetler ve işlerin ibadetle, ayinle ilgisi bulunmadığı için ücretle yapılması, bedel karşılığında alınıp satılması, farklı dinlerde olan kişiler tarafından yapılması sakıncalı değildir.