Zina İsnadında Bulunmak
Zina dünya ve ahiret azabına da uğratan bir suç olmasının yanı sıra şeref düşürücü ve haysiyet kırıcı bir kötülük olduğundan namuslu bir müslümana “zina etti” ithamında bulunmak en ağır günahlardandır.
Nitekim Kur’an-ı Kerim: “Namuslu, kötülüklerden habersiz kadınlara iftira atanlar dünyada da, ahirette de lanete uğratılacaklardır. Büyük azap onları beklemektedir.” diyerek bu konuda mü’minleri titiz ve tarafsız davranmaya çağırıyor.Zina isnadında bulunmanın cezası seksen sopa dayak yemektir; üstelik de ömür boyu şahitliğinin kabul olunmamasıdır. Evet, İslâmiyet zina hususunda öylesine titiz bir tutum takip etmektedir ki, “falanca zina etti” deyip de bunu ispat edemeyen iftiracıya bile ağır cezalar yüklenmektedir.
Zina ithamı leke düşürücü ve haysiyet kincidir, iftiraya uğrayanın masum olduğunu ispat etmesi pek güçtür. İşte dinimiz bu konuya böylesine önem vermektedir. Bu hususta Allah Resulü (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Zina yapan kişi mü’min olarak zina yapmaz…”, “Kişi zina ettiği zaman imanı ondan ayrılır. Başının üzerindeki bir gölgelik gibi olur. Bu (haram) işi bitirince imanı ona döner.” (Tirmizî, K. İman, B. 11 (Hadis No 2627))