Yüce Allah (c.c) buyuruyor ki:
Sonra arkalarından namaza bırakıp şehvetlerine uyan kötü bir nesil geldi işte onlar azgınlıklarının cezasına uğrayacaklar ve Cehennemde gayya deresine atılacaklardır.
Ancak günahlardan tövbe eden, îman eden ve iyi ameller işleyenler müstesnadır. Onlar hiçbir haksızlığa uğratılmadan doğruca Cennete gireceklerdir.
Hz. Câbir (radıyallâhu anh)’in anlattığına göre, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)’in şöyle söylediğini işitmiştir “Kişiyle şirk arasında namazın terki vardır.” Tirmizi’nin metni şöyledir: “Küfürle iman arasında namazın terki vardır.” Tirmizî ve Ebû Dâvud’un bir diğer rivayetinde: “Kulla küfür arasında namazın terki vardır.” Hz. Büreyde (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: “Benimle onlar (münafıklar) arasındaki ahid (antlaşma) namazdır. Kim onu terkederse küfre düşer.” Bu hadsiler de namazı kılmamanın küfrü gerektiren hususlardan olduğuna delil teşkil etmektedir.
Herhangi bir bahane ile namazı tehire, kazaya bırakmaktan son derece sakınmalıdır. çünkü bunun günahı pek büyüktür. İnsan gerek Rabbine ve gerek insanlara olan borçlarını bir an evvel ödemeye çalışmalıdır. Hayatın müddeti malum! Borçlarını ödemeden ahirete gidenlerin hallerine ne kadar acınsa azdır.