Öncelikle cem, sözlük anlamı itibariyle “iki veya daha fazla şeyi bir araya getirmek, toplamak” anlamlarına gelir. Namaz konusunda müslümanlara kolaylık olsun diye iki namazı bir arada kılarız. Eğer vakti içinde kılma imkânımız yoksa, cem yapmak (iki namazı bir vakitte birleştirmek), kazaya bırakmaktan efdal olur.
Fakat, şunu asla unutmamalıyız: Eğer iki namazın farzlarını, kendi vakitleri içinde kılma imkânımız varsa ve sadece farz kılma fırsatına sahipsek, bu fırsatı kaçırmamalıyız.
İmam-ı Şafii ye göre, yolculukta öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı namazlarını hem takdim ve hem de tehir etmek suretiyle kılınabilir. Bu aynı zamanda sünnettir. Sahih-i Buhari’de kaydedildiğine göre, Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.m.), Tebük Savaşında namazlarını cem’-i te’hir suretinde kılmıştır. öğle ile ikindiyi, akşamla yatsıyı birlikte kıldılar.
Mukim bir kimse, yağmur veya hastalık ve başka şer’î bir özürden dolayı iki namazı birleştirirken müekked sünnetleri kılabilir. Cem’-i takdim ve cem’-i te’hir olmak üzere iki şekilde olur.
Gerek cem’-i tehir yaparken, gerekse cem’-i takdim ederken birtakım şartlara riayet etmek gerektir. Mesela cem’-i takdimle kılacağı zaman namazlardaki sıraya uyması gerekir. İkindi namazını öğle vaktinde, yatsı namazını da akşam vaktinde kılacağı zaman önce öğleyi, sonra ikindiyi; akşam ile yatsı namazlarında ise önce akşamı, sonra yatsıyı kılmalıdır. Aksi halde her iki namaz da fasit olacağından iade etmesi gerekir.