Reşide olan ve olmayan, bakire ve dul olan kadının nikah konusu müctehidler arasında farklı görüş ve hükümlere neden olmuştur. Nikâhta vekalet caizdir. Nikâhta erkek veya kadının vekâlet vermesi caizdir. Yani evlenecek kişilerden biri diğerine evlenme teklifinde bulunur ve diğeri bunu kabul ederse ve iki erkek veya bir erkek iki kadın buna şahitlik ederse, nikah geçerli olur. Veli olacak kişi, akıllı, büluğa ermiş ve mirasçılardan yani akrabadan olması gerekir. Velâyetin sebepleri dörttür: Akrabalık, mülk, velâ, imâmet.
Bu velîler sırasıyla şunlardır :
1. Baba.
2. Babanın babası (dede).
3. Ana-Baba bir erkek kardeş.
4. Baba bir erkek kardeş.
5. Anne-Baba bir kardeş oğlu.
6. Baba bir kardeş oğlu.
7. Amca.
8. Amca oğlu ve bu tertip üzere devam edilir.
• Kadının asabeleri bulunmazsa/ onu. âzâd eden efendisi; sonra efendisinin asabeleri, daha sonra kâdî (hâkim) onun nikâh velîsi olur. Ancak evlenecek bayan, Şafii mezhebinde ise, kendisi vekâlet veremez. Bu vekâleti kadının babası, yoksa erkek kardeşi, o da yoksa yakınlık sırasına göre erkek bir velisinin vekâlet vermesi gerekir. Bu akitte söz sahibi olan taraflar kız ile erkektir. Kız da erkek de nikâh için başkasını vekil olarak tayin edebilir. Bu şekilde kıyılan nikâh geçerlidir.
Ayrıca vekâlet verildiği zaman, mehrin tayin edilmesi de uygun olacaktır. Bilindiği üzere, mehir nikâhın şartı değildir. Fakat mutlaka olması gereken bir vecibedir. Daha sonra, özellikle bir ihtilafın vukuunda sıkıntı çekmemek için nikâh esnasında mehrin belirlenmesinde fayda vardır.