Hamd, ancak Allah (c.c.) içindir. Her hayırlı işte olduğu gibi nikaha besmeleyle başlanır. İslam dininde nikah konusu çok önemli konulardan biridir. İnsan neslinin bir erkekle bir dişiden üreyip çoğaldığını Kur’an çok veciz bir anlatımla belirtirken ilmi araştırmalara ışık tutarak şöyle buyurur:
“Ey insanlar! muhakkak biz sizi bir erkek bir dişiden yarattık.”
Bunun için nikah bütün peygamberlerin sünneti olarak günümüze kadar süregelmiş ve kıyamete kadar da devam edecektir.
Aralarında evlenme engeli bulunmayan birbirine denk bir bayan ve erkek, iki şahit huzurunda, evlenmeyi kabul ettiklerinde evlilik akdi gerçekleşmiş olur. Her Müslüman nasıl ibadetlerini önceden öğrenerek yapıyorsa, nikâhı ve nikâhın şartlarını ve sorumluluklarını araştırıp öğrendikten sonra bu hazırlığa girecek, şahitler huzurunda taraflar birbirlerini karı-koca kabul ederek nikâhlarını kıyacaklardır. Nikâhın bir takım şartlar vardır. Yapılan nikâh akdinde bu şartların gerçekleşmesi gerekir. Nikâh velîsinde; Müslüman, bâliğ, âkil, hür, erkek ve âdil olma şartlan aranır.
Dininin ve imanının Allah nazarında makbul olmasını dileyen her Müslüman, nikâh meselesinde Allah’ın koyduğu ölçünün ne olduğunu bilmek ve ona uymak zorundadır. İslâm hukukuna göre nikâhın sahih olması için gereken şartlardan birisi de, evlenecek olan kadının velisi durumunda olan kişinin izninin ve rızasının alınmasıdır. Velinin izni, Mâlikî ve Şafiî mezhebine göre nikâhın bir rüknü, Hanbelî mezhebine göre ise şartıdır. Her üç mezhebe göre kadının velisinin izni alınmadıkça yapılan nikâh sahih olmaz, batıldır.