Nişanlılık döneminde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir
Evlenecek taraflar görüşüp, konuştuktan ve anlaştıktan sonra aralarında bir nişan merasimi düzenlenir. Hem evlenmeyi düşünen çift hem de aileler için zor bir maraton olan nişanlılıkta tarafların önüne büyük küçük pek çok engel çıkabiliyor. Nişanlılık bir anlamda ilişkinin maddiyatla imtihanıdır. Lakin nişanlılık dönemi tarafların evlilikten önce birbirini görüp beğenmesi, ne derece yakınlık kurabileceğini araştırması, muhtemel bazı problemleri en aza indirmesi bakımından önemlidir.
Nişanlılık dönemi, her iki tarafın birbirlerinin, ahlak, mizaç ve eğilimlerini inceleyip, tanımalarını sağlar. Ancak bu tanışma şer’i ölçüler dahilinde olmalıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v), “Bir şeyi sevmen seni kör ve sağır yapar” (Ebû Davud) buyurur. Bugün, sözlü ve nişanlı adı altında birçok genç bir araya geliyor, geziyor eğleniyor, sonra da birbirini atlatmaya çalışıyor. Ekseriyette bundan zarar gören de kız oluyor.
Nişanlıların bir araya geldiklerinde rahat hareket edebilmek için haram işlememek adına, kendi aralarında “dini nikah” kıydırmaları İslam hukukunun öngördüğü mahiyette bir nikah değildir. Çünkü İslam hukukunda sadece görüşmek, konuşmak için kıyılan bir nikah türü yoktur.
Şayet nişanlılık döneminde bir aksilik çıkar da vaz geçme söz konusu olursa, alınmış olan hediyeler karşılıklı olarak geri yerilir; taraflar helalleşmeyi de sağlamaya çalışırlar.
İki bekar insanın bir araya gelip mutlu bir evlilik hayatı kurabilmeleri için birbirlerini iyi tanımaları şarttır. Bunun için önce bir nişanlılık dönemi yaşarlar. Bu dönemde taraflar birbirlerini iyice tanımayı hedef alırlar. Bu tanışmayı temin içinde üçüncü şahsın yanında yahut ta her an birinin gelebileceği açık bir mekanda konuşurlar. İnançlarını, mizaçlarım, hayat anlayışlarını etraflıca konuşur, birbirlerini anlamaya gayret ederler ki, ilerideki hayatlarında bir uyuşmazlıkla karşılaşıp ta mutsuzluğa düşmesinler.
Bazı kimseler, nişanlılık döneminde taraflar birbirlerine haram olmasm da iyi tanışsınlar diye resmi nikahtan önce dini nikahı hemen yaptırıyorlar, böylece kızın elinden vaz geçme özgürlüğünü alıp tümüyle erkeğin eline teslim etmek gibi bir yanılgıya düşüyorlar. Böylesine tek taraflı bir tercih adaletsizliğine düşmemek için kadım bağlayan dini nikahı, erkeği de bağlayan resmi nikaha yakın güne kadar tehir etmekte fayda olsa gerektir..
Şayet nişanlılık döneminde bir aksilik çıkar da vaz geçme söz konusu olursa alınmış olan hediyeler karşılıklı olarak geri verilir; taraflar helalleşmeyi de sağlamaya çalışırlar.
Meseleye dönülmesi zor yerlere varmadan uyuşmayacakları noktalan tespit edip vazgeçmişler diye bakılabilir. Bu devrede bilhassa kızcağız, mahremiyete hep dikkat edip tedbirli muhatap olursa iki ikiye baş başa kalmadığı, birlikte gezip tozma gibi bir laubalilik de yaşamadığından itibarına gölge de düşürmüş olmaz. Mahremiyete dikkat etmenin faydasını da böylece görmüş olur.
İyi bir tanışmanın sonucunda yapılan dini nikah, tarafların haklarını koruyan bir anlaşma tutanağıdır. Bunun için de en azından iki güvenilir şahit huzurunda yapılır. Şahitsiz nikah, nikah sayılmaz. Tarafların hukukunu ispat edecek delilden yoksun, gayn meşru ilişki kabul edilir.
Bununla beraber dini nikahın bu gün resmi nikah gibi tarafları bağlayıcı kanuni yaptırım gücü olmadığından dini nikahla kalmayıp mutlaka resmisini de yaptırmaya ihtiyaç tartışılmaz derecede kesindir. Resmi imza ve yazılarla kayda geçirilmeyen bir evliliği, kadm ispat edemeyeceğinden evlilikten doğan hiçbir hakkını elde edemez. Haklan erkeğin insafına, manevi sorumluluğuna kalmış olur.
Dini nikahta Şafii’de kızın velisinin haberi ve izni olması şartı vardır. Hanefi’de de erkek kıza denk değilse kızın velisinin müdahale edip mani olma hakkı söz konusudur.
Denklikte aranan ölçü, tarafların anlaşacakları, ters düşmeyecekleri kanaatinin var olmasıdır.
Kız her manada yukarıda, erkek ise aşağıda bir dengesizlik ailede olmamalıdır.
Dini nikah sırasmda erkek tarafından kadma bir miktar maddi imkan ya peşin, yahut ta veresiye vermek üzere tespit yapılır. Adma Mehir denen bu hanım hakkı, hiçbir zaman yok olmaz. Nikahın şartından olmamakla birlikte nikah sırasında konuşulursa konuşulan miktar, konuşulmazsa akrabalarındaki emsal değerde Mehir, ölünceye kadar hanımın beyindeki hakkı olarak mevcut olur; istediği zaman alma hakkını hep muhafaza eder. İsterse kocasma bağışlayabilir de..
Nikahtan sonra düğün toplantılarında dikkate alınacak en mühim husus, kadm erkek karışık çığırından çıkan bir eğlence ile veya içkili davetlerle evlilik hayatının temelini günahlarla
atar duruma girmemektir. Günah- Dini nikahta Şafii’de kısız, belki de sevaplı nezih bir dü- zın velisinin haberi ve ğünle bu yeni hayata başlamak izni olması şartı vardır, uygun olur. Hanefi’de de erkek kı-
Düğünlerde giyilen gelinlikte za denk değilse kızın ise, tesettür ölçülerinin aşılıp ta- velisinin müdahale şılmamasma dikkat etmelidir.
El yüz dışmda başı ve bütünsöz konusudur,
bedeni örten gelinliğin etek uçlan da ayak üstüne kadar inmekle
kalmalı; yerlerden sürünerek pislikleri toplayacak kirlilikte olmamalıdır.